ويكيبيديا

    "على مقربة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yakın
        
    • yakınlarda
        
    • Yakınımda
        
    • Yanımdan
        
    • ramak
        
    • çok az
        
    • uzakta
        
    • Yakında
        
    • yanından
        
    • yakından
        
    • yaklaştı
        
    • yakınında
        
    • yaklaştım
        
    • Birbirinizden
        
    Bende bu yatağı seçerdim, yangın söndürücüye en yakın olan bu. Open Subtitles انه المكان الذي كنت سأختاره ، على مقربة من طفاية حريق
    Muhtemelen bu ameliyatı eninde sonunda olmak zorundayım ama o zamana kadar ona yakın olmamı sağlayan tek şeyi kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles أعلم أني عاجلاً أم آجلاً سأخضع لتلك الجراحة لكن حتى ذلك الحين، لن أخاطر بفقدان الشيء الوحيد الذي يجعلني على مقربة منها
    Manyetik kutba çok yakın olunduğu için ibre yukarı veya aşağı gösterebilir. Open Subtitles فأنت على مقربة من القطب المغناطيسي، وجهة الإبرة منتصبة أو إلى الأسفل.
    Bu yakınlarda saklanıyormuş. Open Subtitles أنهم ربما يكونو موجودين على مقربة من هنا
    Başın dönerse, ki normaldir Yakınımda dur. Open Subtitles إن شعرت بالصداع لاحقاً، وذلك أمر معتاد، فابقي على مقربة مني، وسأساعدك في ذلك
    Genellikle gece vakti ortaya çıkar ve deliğine yakın durur. Open Subtitles يَظْهرُ في الغالب في الليل ويَبْقى على مقربة إلى فتحتِه.
    Bir şeyleri çözmeye daha yakın olduğumuzu umuyordum. Ya sen? Open Subtitles أتمنى أن نكون على مقربة لحل هذا الشيء، ألا توافقيني؟
    PV: Herbirimiz yaptığında, hepimiz için eşit şekilde savaşan ve umursayan alanlar ve sistemlerde yaşamaya bir o kadar yakın olacağız. TED بريا: بمجرد أن نفعل كلنا ذلك سنصبح على مقربة من العيش في مساحات وأنظمة تدافع وتهتم بنا بالتساوي.
    Bana okuyan birine yakın olmayı hala seviyorum. TED أنا أحب أن أكون على مقربة من شخص يقرأ لي.
    İkisi de, sanayiyi ve semt sakinlerini birbirine oldukça yakın tutan nehir kıyısı toplulukları. TED كلا المجتمعين على ضفاف النهر ويضمان كلاً من الصناعات والسكان على مقربة من بعضهم البعض
    Materyalizm, kibir ve uyum özentisine kapılmadan doğaya yakın ve kendine yeten bir hayat sürecekti. TED كان يعيش مكتفياً بذاته، على مقربة من الطبيعة، ومتجرداً من المادية، والغرور، والامتثال للأوامر.
    Kralınıza bu kadar yakın olduğun için hoşnut olmalısın Open Subtitles ينبغى أن يكون من دواعى سرورك أن تكونى على مقربة من ملككم
    yakınlarda bir Mason varsa, çağrısına gelecektir. Open Subtitles أي ماسوني على مقربة يسمعها عليه أن يأت ويساعده.
    Bir Fieseler Storch'un içinde, Rus hatlarının üzerinden uçtuk ve bu yakınlarda, Doğu-Batı yönünde, karaya indik. Open Subtitles طرنا نحو فيسيلير ستورتش فوق الخطوط الروسية وهبطنا بالناحية الشرقية الغربية لقوات للمحور، على مقربة من هنا
    Her zamanki gibi Yakınımda durun efendim. Open Subtitles كالعادة ابقوا على مقربة مني، أيها السادة
    Çabuk mızraklarımı hazırla, sen Yanımdan ayrılma. Open Subtitles رماحُي جاهزةُ، ابقى على مقربة مني.
    Benim kötü zamanda gelecek haberi kaldıramayacak raydan çıkmasına ramak kalmış bir kaçık olarak mı düşündün? Open Subtitles و الذي كان على مقربة من تفجير القضبان اذا ما سمع خبر واحد سئ؟ ؟ أنا فقط لا أحب أن أعلن عن حياتي الشخصية
    Evini geri almama çok az kaldı ama bunu sakın kimseye söyleme. Open Subtitles اننى على مقربة من استرجاع منزلها. لا تخبرى اى شخص انى اعانى من متاعب مالية.
    54. caddede oturuyorum, Modern Sanat Müzesi'nden biraz uzakta,.. Open Subtitles أسكن فى الشارع الرابع والخمسين .. على مقربة من متحف الفن
    Tamam. Daha Yakında dur ama seni görmesine izin verme. Open Subtitles حسنٌ، أبقّ على مقربة و حسب، و لا تدعه يلاحظكَ.
    O kadar iyi hatırlıyor ki çalıştığın restoranın yanından geçerken sen bir an görmesi yetti. Open Subtitles تذكره جيّدا لدرجة أنّها تعرّفت عليه من لمحة بسيطة بينما كنّا نسير على مقربة من المطعم الذي تعمل فيه
    Ben sürerim yakından takip et, tamam mı? Open Subtitles سأقود السيارة وأنتم أبقوا على مقربة فإن لم يستطيعوا رأيتكم فلن يستطيعوا الإطلاق عليكم
    Delireceksin çünkü senin rekorunu kırmak üzere. Çok yaklaştı. Open Subtitles أنت غاضب فقط لأنه على مقربة من تحطيم رقمك القياسي في التمرير
    Taç giyme töreninden önce kaldığınız odanın yakınında kalacaksınız. Open Subtitles ستتواجدين على مقربة من المكان الذي كنتى به قبل ليلة تتوجيك الخاصة.
    Hiçbir değerin yok! Daha insan olduğum zamanlardan beri istediğim bir şeye çok yaklaştım. Open Subtitles أنا على مقربة من نيل شيء أردته منذ أن كنت بشري
    Birbirinizden ayrılmayın. Open Subtitles . إبقَوا على مقربة سوية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد