| Açıkçası, Bu yeri alabildiğimiz için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن الحظ قد حالفنا فى الحصول على هذا المكان ، حقاً |
| Açıkçası, Bu yeri alabildiğimiz için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن الحظ قد حالفنا فى الحصول على هذا المكان ، حقاً |
| Bu yeri muhafaza etmeye çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | انت تعملي بالارض وتريدين المحافظة على هذا المكان |
| Ve bolca şans. Evet, sanırım tüm şansımızı burayı bulurken harcadık. | Open Subtitles | حسنا, أعتقد أننا استخدمنا حظنا كله في الحصول على هذا المكان. |
| İkincisi, bu yere gücümün yettiğinden fazlasını harcadım | Open Subtitles | ثانياً، أنفقت أكثر من إمكانياتي على هذا المكان |
| Bu yüzden 10 yıl önce kaçtın. Burası için, bu insanlar için fazla özelsin. | Open Subtitles | لا عجب أنك هربت منذ 10 سنوات، كنت مميزاً للغاية على هذا المكان والناس |
| Asla bu daire üzerine bahse girmem. | Open Subtitles | أنا لن أراهن ابدا على هذا المكان. |
| bu yerin kontrolünü, bizim kontrolümüzü hiç kaybetmeyeceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقد أنك لن تفقد السيطرة على هذا المكان أبدًا أو علينا |
| Burada her yere sinmiş bu kin, hazmı zorlaştırıyordur sanırım. | Open Subtitles | كل هذه الضغينة الطاغي على هذا المكان لابد أن تكون سيئة للهضم |
| - Bu yeri ve Los Angelesta sahil evini elimde tutacak kadar. | Open Subtitles | ما يكفي لكي أحافظ على هذا المكان و على منزل على الشاطىء في لوس انجلوس لماذا؟ |
| Kafamdaki tek düşünce Bu yeri bulmak, ama bazen neden bu işin peşinde olduğumu bile unutuyorum. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أفكر به هو العثور على هذا المكان, و في بعض الأحيان, لا أعرف سبب ملاحقتي له أكثر حتى |
| Her gelene içki dağıtırsan, sence Bu yeri nasıl çevirebiliriz? | Open Subtitles | كيف تعتقد اننا يمكننا ان نصرف على هذا المكان, وانت تعطى اصدقاءك الشراب ؟ |
| Sanırım Bu yeri yok olmaktan kurtarmada büyük rol oynuyor. | Open Subtitles | أظن أنه الجزء الكبير الذي حافظ على هذا المكان من الجفاف. |
| Bu yeri ele geçirmenin ne kadar zor olabileceğini çözmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم فقط يحاولون في أكتشاف ما مدى صعوبة الأستيلاء على هذا المكان |
| Benim insanlarım Bu yeri "Karanlık Su" diye adlandırırlar. | Open Subtitles | شعبي يطلقون على هذا المكان الماء المظلم |
| Söz konusu burayı kurtarmaksa, onu hiçbir şey durduramaz biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أنها ستفعل أي شيء للحفاظ على هذا المكان |
| burayı almak için altı yıl uğraştım. | Open Subtitles | استغرقني الأمر 6 سنوات للحصول على هذا المكان |
| Eğer burayı ellerinde tutmak isteselerdi, öderlerdi. | Open Subtitles | سيدفعونها لو ارادوا الحفاظ على هذا المكان |
| Dünya için çok iyi ve eminim ki bu yere oldukça para artırabilirsin. | Open Subtitles | هذا جيد لأجل الكوكب و أعتقد بأنه تستطيع أن توفر على هذا المكان الكثير من المال |
| Bütün istasyonların bu yere odaklanması istiyorum. | Open Subtitles | اريد كل القطاعات أن تركز على هذا المكان |
| - Burası için fazla zayıftı. | Open Subtitles | -موته يحزنني لقد كان ضعيفاً جداً على هذا المكان |
| Umarım Burası için kira ödemiyorsundur. | Open Subtitles | أامل أنك لا تدفع الإيجار على هذا المكان |
| Asla bu daire üzerine bahse girmem. | Open Subtitles | أنا لن أراهن ابدا على هذا المكان. |
| Borçla ve bu yerin üzerindeki tahsilat zorunluluklarıyla, bir ay işler kötü giderse kendimizi sokakta buluruz. | Open Subtitles | مع تراكم الديون والفائدة المُرتفعة على هذا المكان سنكون في الشارع ما إذا مرّ علينا شهراً كهذا |
| Burada her yere sinmiş bu kin, hazmı zorlaştırıyordur sanırım. | Open Subtitles | كل هذه الضغينة الطاغي على هذا المكان لابد أن تكون سيئة للهضم |