| Seni rahatsız eden bir konuysa hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تقولي شيئاً آخر عن ذلك لو أنكِ لستِ مرتاحة |
| Bir şey söylemek zorunda değilsin. Beni bu gece havaalanına götür, yeter. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تقولي شيئاً فقط قومي بتوصيلي إلى المطار الليلة |
| Dinle,bir kelime söylemek zorunda değilsin,tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي, ليس عليكِ أن تقولي أي كلمة, حسنا؟ |
| Kimseye bir şey söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تقولي أي شيء لأي أحد حسناً . .. |
| Cidden, şarkı söylememi istemiyorsan, söylemen yeterli. | Open Subtitles | بجدّية, إذا لم تريدي مِنّي أن أغنّي، كان عليكِ أن تقولي ذلك فحسب. |
| ..bu bana söylemek zorunda olduğun anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أنه يجب عليكِ أن تقولي |
| Bunu benim kalçama söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تقولي هذا لفخذاي |
| Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تقولي شيئاً |
| Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تقولي شيئاً |
| Bir şey söylemen veya yapman gerektiğini bildiğin hâlde yapmadığın için kendini fiziksel olarak kötü hissedersin. | Open Subtitles | عندما تعلمين أنّ عليكِ أن تقولي أو تفعلي شيئاً ولكنّكِ لا تفعلين؟ |
| Hiçbir şey söylemen gerekmiyor. | Open Subtitles | انظري، ليس عليكِ أن تقولي أي شيئ. |