Aslında biliyor musunuz Onları mahkemeye versem mi vermesem mi, bilmiyorum. | Open Subtitles | النحيب والإنحناء أمامي. تعلم أنني لستُ متأكدة وأقبض عليهم من المحكمة |
Her taraftalar, Onları bulup hikâyelerini anlatabilmemiz için hâlihazırda bizi bekliyorlar. | TED | إنهم هناك إنهم مستعدون وينتظروننا للعثور عليهم من أجل رواية قصصهم، أيضاً. |
Ve bu insanları önceden bulamazdım ve Onları ağdan tam zamanında bulmam muhtemelen daha iyiydi. | TED | ولم أكن قادرا على العثور عليهم من قبل، وأعتقد أنه من الجيد أنني عثرت عليهم في الوقت المناسب من خلال الشبكة. |
Pasifik Haber Ajansından fotoğraf başına 15 dolar için mi? | Open Subtitles | من اجل 15دولار احصل عليهم من وكالة اخبار باسيفيك نيوز؟ |
Hiçbir iz kalmadı. Dişçi raporlarından teşhis için bile delil bulunamadı. | Open Subtitles | لم يتبقى شيئاً و لا يمكنك التعرف عليهم من أسنانهما حتى |
Sizin gibi iki genç bayan, aynı kişi tarafından aldatılmış olabilirler. | Open Subtitles | ربما يكون قد نصب عليهم من نفس الرجل الذي تتعاملين معه |
Dezavantajlı bir toplum tarafından onlara dayatılan ihtimaller, umut ve amaçla yer değiştirdi. | TED | المستحيلات التي فُرضت عليهم من قِبل مجتمع المحرومين استُبدلت بالأمل والتصميم. |
Onları buradan mı halledeceğiz? | Open Subtitles | هل تعتقد أننا يجب أن نطلق عليهم من هنا ؟ |
Onları değerli ya da kişisel eşyalarından tanımaya çalıştılar. | Open Subtitles | حاول الناجين التعرف على الجثث عن طريق ما عليهم من حلى أو متعلقات |
Ona da söylemedim ki. Winona Ryder kılıklı Onları yatağımın altından aşırmış. | Open Subtitles | أنا لم أخبرها أصلاً ، و لكنها هى من قامت بالتلصص عليهم من تحت سريرى |
Kanıtın olmadan Onları suçlama. | Open Subtitles | لا تلقي بلوم عليهم . من دون أي دليل البالغون هم من يجب أن يلاموا . أنت تعلم ذلك |
Sadece Onları dışardan etkileyen bir hayalet var. | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأن هناك روحاً تؤثر عليهم من الخارج |
Çoğunlukla Odessa mafyasının uzantıları ve bizim açımızdan Onları çökertmek çok zor. | Open Subtitles | انهم متفرعون بشكل رئيسي من مافيا أوديسا ومن الصعب التغلب عليهم من وجهة نظر القوى الامنية |
Tespit edilmeden hareket edip, Onları arkadan saf dışı bırakabilirim. | Open Subtitles | بالتالي , يمكنني التحرك مخفي ويمكنني ان انقض عليهم من الخلف |
Onları karaborsadan şeyler için... | Open Subtitles | إنها أٌقراص ممتازة، ليست بقانونية هنا بعد لقد حصلت عليهم من السوق السوداء لأجل.. |
- Diş kayıtlarına rağmen Onları zar zor tanımlayabildik, fakat operasyonun kilit noktası senktronize patlamalarla beraber | Open Subtitles | ولا نستطيـع التعـرف عليهم من الأسنـان لكـن النجـاح بالعمليــة هي المتفجــرات |
Brenda Palms-Farber,sabıkalıların yeniden topluma... ...katılmalarına yardım etmek ve tekrar hapse... ...girmelerini engellemek için işe alınmıştı. | TED | وظفت بريندا بالمز فاربر لمساعدة المدانين السابقين الدخول للمجتمع والمحافظة عليهم من العودة إلى السجن. |
Böylece, aramızdan 8 kişi Ağustos'ta Sacremonta'ya gidip AB32 için lobi oluşturdu ve yedi kararsız senatörle görüştü. | TED | لذلك ، 8 مننا ذهبوا لـ ساكرامنتو في اغسطس وقابلنا الـ 7 مسؤولون عن التشريعات ، وضغطنا عليهم من اجل اي بي 32. |
Dövüş kulüplerinin üç önderi HK Dov't tarafından aranıyor. | Open Subtitles | ثلاث زعماء من اتحاد الملاكمة مطلوب القبض عليهم من قبل حكومة هونج كونج انه لشىء مثير |
Bu sabah, rakibimiz Brown Williamson'dan bir telefon aldım, ...federal hükümet tarafından, sağlıklılık iddiaları nedeniyle dava edilmişler. | Open Subtitles | هل تعلم ان هذا الصباح تلقيت اتصالا من منافسينا في براون وويليامسون وقد تم رفع قضايا عليهم من قبل الحكومة الفيدراليـة |