ويكيبيديا

    "عليه القيام" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yapmak zorunda
        
    • yapması gereken
        
    • yapmalı
        
    • yapması gerekiyor
        
    Senin için sorun yok, bunu yapmak zorunda olan sen değilsin. Open Subtitles . لا بأس عليكِ ! ليس أنتِ مّن عليه القيام بها
    Bunu yapmak zorunda değildi. Bu önemli birşey. Open Subtitles بينما أخبرك سكوتي بالحقيقة لم يكن عليه القيام بهذا
    Bunu yapmak zorunda değilsin. Hiç biriniz değilsiniz. Open Subtitles ليس عليك القيام بذلك ولا أحد منكم عليه القيام بذلك
    Bütün yapması gereken monitörü kayışla arkasına bağlamaktı. Open Subtitles أعني، كان كل ما كان عليه القيام به هو حزم الشاشة علي ظهره.
    Tek yapması gereken biraz beklemekti. Zaten salıvermek zorundaydın. Open Subtitles جلّ ما عليه القيام به هو الإنتظار، وستطلقين سراحه.
    Herkes yapması gerekeni, yapmalı. Open Subtitles يجب على الرجل ان يقوم بما يتوجب عليه القيام به
    Zavallı Superman, kesinlikle uçma problemi hakkında bir şeyler yapmalı. Open Subtitles اوه، مسكين سوبرمان ، يجب عليه القيام بشيء ما حول مشكلة الطيران لديه
    Bu önemli, eğer gruba katılmak istiyorsa yapması gerekiyor. Open Subtitles هذا مهم ، يجب عليه القيام بذلك إذا كان يريد الإنضمام إلى النادي
    Her zaman ya da takım başarısız olduğunda her birimiz işini düzgün ve profesyonelce yapmak zorunda. Open Subtitles كل منا عليه القيام به بشكل صحيح ومهني كل مرة أو يفشل الفريق
    yapmak zorunda kaldığı şeyi düşünmek bana acı veriyordu, onu yapması için ikna ettiğimiz şeyi. Open Subtitles وتعذيب لي التفكير عن ما كان عليه القيام به. وما نحن على قناعة منه أن يفعل.
    Bunu yapmak zorunda değildi. Open Subtitles لم يكن عليه القيام بذلك تماماً.
    Jeremiah başvurusunu yapmak zorunda, derhal. Open Subtitles جيرماياه عليه القيام بتقديم طلبه سريعاً
    X'i kim çekerse yapmak zorunda olacak. Open Subtitles ومن يحصل عليها يتعين عليه القيام بهذا.
    Bunu yapmak zorunda. Open Subtitles عليه القيام بها.
    Yakında oksijen Dünyamızı yeniden yaratacak ama önce yapması gereken daha önemli bir iş var. Open Subtitles عما قريب، سيعيد الأوكسجين صناعة عالمنا. لكن في المقام الأول، عليه القيام بمهمة هامة أخرى.
    Tüm yapması gereken bunları mahkemenin dışında tutmak. Open Subtitles كل ما عليه القيام به هو إبقائها خارج المحكمة.
    Şimdi tek yapması gereken, bu fikri mafyanın geri kalanına kabul ettirmekti. Open Subtitles الآن كل ما يتعين عليه القيام به طرح الفكرة لبقية المافيا
    Kadınların yanındayken gevşeyemiyor, oysa yapması gereken tek şey o. Open Subtitles حالما يتواجد مع النساء، يبدو وكأنه غير قادر على الاسترخاء، وهذا كل ما عليه القيام به.
    Sence bir adam ailesini desteklemek için ne gerekiyorsa yapmalı mıdır? Open Subtitles لا تفكر بأن الشخص ليس عليه القيام إلا بما يتوجب عليه من أجل, إعالة أسرته؟
    Burayı temizlemek için daha fazlasını yapmalı. Open Subtitles لغرض تطهير هذا المكان، سيتعين عليه القيام بأكثر من ذلك.
    Birisi yapmalı diye düşünmüştüm. Open Subtitles أعتقدت أن أحداً عليه القيام بذلك
    Bu kesinlikle göz alıcı, ama daha fazlasını yapması gerekiyor gibi. Open Subtitles هذا فاتن بالتأكيد، لكن يبدو أن عليه القيام بالمزيد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد