ويكيبيديا

    "عليه فعل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yapmak zorunda
        
    • yapmalı
        
    • yapmamalıydı
        
    • yapması gerek
        
    • yapmasına gerek
        
    • yapmak zorundaydı
        
    Kanunu biliyorum. Bir yargıç emretmedikçe hiçbir şey yapmak zorunda değil. Open Subtitles لا يتوجب عليه فعل شئ ما لم يقول القاضي عليه ذلك
    Bunu yapmak zorunda çünkü penceredeki bu boşluk robotun genişliğinden birazcık daha büyük. TED يجب عليه فعل ذلك بسبب هذه الفجوة في النافذة أكبر قليلاً من عرض الروبوت.
    Bunu yapmak zorunda olduğunu düşündü. Yaptı, çünkü başka seçeneği yoktu. Open Subtitles اعتقد انه يجب عليه فعل هذا , فعلها لانه يعتقد انه لا يملك اي خيار
    Yapabilir, yapmalı, yapacak. O yüzden işleri hemen halletmeliyiz. Open Subtitles يستطيع , ويجب عليه فعل ذلك وسيفعل لذا لدينا عمل يجب أن ننهيه بسرعه
    Bunu gerçekten yapmamalıydı. Open Subtitles . بالمنزل هو حقا لم يجب عليه فعل ذلك
    Evet, birinin bunu yapması gerek. Open Subtitles نعم ، شخص ما يتوجب عليه فعل ذلك
    Belgeleri doğrulatacağını ve onun bir şey yapmasına gerek kalmayacağını söylemiştin. Open Subtitles أنك ستتأكدين من صحة المستندات ولن يتوجب عليه فعل أي شيء آخر
    Bunu yapmak zorundaydı, böylece onun sadakatini sorgulamayacaklar! Open Subtitles حسنا لقد تحتم عليه فعل ذلك لكي لا يرتابوا بولائه
    Beni öldürmek istiyorsa, bunu arenada, herkesin gözleri önünde yapmak zorunda. Open Subtitles ..إذا أرادقتلي. سينبغي عليه فعل ذلك في الساحة أمام الجميع.
    Hayır,değilse, yapmak zorunda değil. Open Subtitles . لا , ليس عليه فعل ذلك اذا لم يكن جاهزاً
    Öyle yapmak zorunda mıydı? Open Subtitles الذي مشى إلى الـ.. لمَ كان عليه فعل ذلك؟
    Ama androidi istasyonu patlayacağı konusunda uyardı bunu yapmak zorunda değildi. Open Subtitles لكنه أخبر الروبوت بأن تقوم بتحذيرنا , بأن تلك المحطة على وشك الأنفجار لم يكن عليه فعل ذلك
    Bunu yapmak zorunda değildi. Yardım ettiğime çok sevinmiştim. Open Subtitles لم يكن عليه فعل هذا لقد كنت مسروراً لفعله
    "Daha yavaş, daha yavaş'" diye söyleniyordum ama aynı zamanda, bunu yapmak zorunda olduğunu biliyordum. Open Subtitles و كنت أفكر" أفعل ذلك ببطء و كنت أعرف كذلك أنه كان عليه فعل ذلك بسرعة..
    Brian, hiçbir zaman bir şeyler yapmak zorunda değil ama. Brian, kıs şunun sesini! Open Subtitles براين لا يتوجب عليه فعل أي شيء - براين أطفئ تلك الخردة -
    Bunu yapmak zorunda mı? Open Subtitles هل حقا يجب عليه فعل ذلك ؟
    Bence bunu Bernard yapmak zorunda. Open Subtitles -أعتقد أن "برنارد" عليه فعل ذلك
    Bir şeyler yapmalı, değil mi? Open Subtitles أعتقد أن عليه فعل شيئًا ما , صحيح ؟
    Hayır, kendi başına yapmalı. Open Subtitles عليه فعل ذلك لوحده
    Biri bunu yapmalı. Open Subtitles مهلا ، شخص ما عليه فعل هذا.
    Bunu yapmamalıydı. Open Subtitles لم يتوجب عليه فعل ذلك.
    Birilerinin yapması gerek! Bu önemli! Open Subtitles شخص ما عليه فعل ذلك انه امر مهم
    - Ro, Ro, bu Harrison Hill eğer o birini ölü istiyorsa, bunu kendisinin yapmasına gerek yok. Open Subtitles -انه هاريسون هيل اذا اراد لشخص ان يموت لايتوجب عليه فعل الامر بنفسه
    Öyle yaptı çünkü evinden dumanlar çıktığını biliyordu ve bir şeyler yapmak zorundaydı. Open Subtitles هو فعل ذلك لأنه علم متى خرجت الكلمة بأن امر الشركة على خطر، فكان عليه فعل شيء ما

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد