Kanunu biliyorum. Bir yargıç emretmedikçe hiçbir şey yapmak zorunda değil. | Open Subtitles | لا يتوجب عليه فعل شئ ما لم يقول القاضي عليه ذلك |
Bunu yapmak zorunda çünkü penceredeki bu boşluk robotun genişliğinden birazcık daha büyük. | TED | يجب عليه فعل ذلك بسبب هذه الفجوة في النافذة أكبر قليلاً من عرض الروبوت. |
Bunu yapmak zorunda olduğunu düşündü. Yaptı, çünkü başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليه فعل هذا , فعلها لانه يعتقد انه لا يملك اي خيار |
Yapabilir, yapmalı, yapacak. O yüzden işleri hemen halletmeliyiz. | Open Subtitles | يستطيع , ويجب عليه فعل ذلك وسيفعل لذا لدينا عمل يجب أن ننهيه بسرعه |
Bunu gerçekten yapmamalıydı. | Open Subtitles | . بالمنزل هو حقا لم يجب عليه فعل ذلك |
Evet, birinin bunu yapması gerek. | Open Subtitles | نعم ، شخص ما يتوجب عليه فعل ذلك |
Belgeleri doğrulatacağını ve onun bir şey yapmasına gerek kalmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | أنك ستتأكدين من صحة المستندات ولن يتوجب عليه فعل أي شيء آخر |
Bunu yapmak zorundaydı, böylece onun sadakatini sorgulamayacaklar! | Open Subtitles | حسنا لقد تحتم عليه فعل ذلك لكي لا يرتابوا بولائه |
Beni öldürmek istiyorsa, bunu arenada, herkesin gözleri önünde yapmak zorunda. | Open Subtitles | ..إذا أرادقتلي. سينبغي عليه فعل ذلك في الساحة أمام الجميع. |
Hayır,değilse, yapmak zorunda değil. | Open Subtitles | . لا , ليس عليه فعل ذلك اذا لم يكن جاهزاً |
Öyle yapmak zorunda mıydı? | Open Subtitles | الذي مشى إلى الـ.. لمَ كان عليه فعل ذلك؟ |
Ama androidi istasyonu patlayacağı konusunda uyardı bunu yapmak zorunda değildi. | Open Subtitles | لكنه أخبر الروبوت بأن تقوم بتحذيرنا , بأن تلك المحطة على وشك الأنفجار لم يكن عليه فعل ذلك |
Bunu yapmak zorunda değildi. Yardım ettiğime çok sevinmiştim. | Open Subtitles | لم يكن عليه فعل هذا لقد كنت مسروراً لفعله |
"Daha yavaş, daha yavaş'" diye söyleniyordum ama aynı zamanda, bunu yapmak zorunda olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | و كنت أفكر" أفعل ذلك ببطء و كنت أعرف كذلك أنه كان عليه فعل ذلك بسرعة.. |
Brian, hiçbir zaman bir şeyler yapmak zorunda değil ama. Brian, kıs şunun sesini! | Open Subtitles | براين لا يتوجب عليه فعل أي شيء - براين أطفئ تلك الخردة - |
Bunu yapmak zorunda mı? | Open Subtitles | هل حقا يجب عليه فعل ذلك ؟ |
Bence bunu Bernard yapmak zorunda. | Open Subtitles | -أعتقد أن "برنارد" عليه فعل ذلك |
Bir şeyler yapmalı, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن عليه فعل شيئًا ما , صحيح ؟ |
Hayır, kendi başına yapmalı. | Open Subtitles | عليه فعل ذلك لوحده |
Biri bunu yapmalı. | Open Subtitles | مهلا ، شخص ما عليه فعل هذا. |
Bunu yapmamalıydı. | Open Subtitles | لم يتوجب عليه فعل ذلك. |
Birilerinin yapması gerek! Bu önemli! | Open Subtitles | شخص ما عليه فعل ذلك انه امر مهم |
- Ro, Ro, bu Harrison Hill eğer o birini ölü istiyorsa, bunu kendisinin yapmasına gerek yok. | Open Subtitles | -انه هاريسون هيل اذا اراد لشخص ان يموت لايتوجب عليه فعل الامر بنفسه |
Öyle yaptı çünkü evinden dumanlar çıktığını biliyordu ve bir şeyler yapmak zorundaydı. | Open Subtitles | هو فعل ذلك لأنه علم متى خرجت الكلمة بأن امر الشركة على خطر، فكان عليه فعل شيء ما |