ويكيبيديا

    "علِمتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • biliyordum
        
    Hüküm aldığım zaman, en az dört yıl hapis yatacağımı biliyordum. Open Subtitles حسناً، عِندما حُكِمَ علي علِمتُ أنهُ يجبُ أن أُمضي أربَع سنوات من حُكمي على الأقَّل
    Ama orada zaten uzun süre kalamayacağımı biliyordum. Open Subtitles و أظنُ أني في صميمي علِمتُ أني لَم أكُن لأستمرَ هُناك على أي حال
    Derinlerde, gecenin sessizliğinde doğruyu söylemediğimi biliyordum. Open Subtitles لكن عميقاً بداخلي، في هدوء الليل علِمتُ أنني لم أكن أقولها
    Senden önce çıktığım her erkekle bir sonumuz olmayacağını biliyordum. Open Subtitles حسنٌ، كل رجل آخر واعدته علِمتُ أن الأمر سينتهي لذلك لم أكن أريد الإلتزام بشيء ما لم يكن
    Geri zekâlı meslektaşlarımla birlikte gülüp geçerdim ama masadaki kadının, sevgilim olmadığını biliyordum. Open Subtitles كنتُ أضحك مع زملائي الأغبياء، لكنّي علِمتُ أنَّ الإمرأة التي على الطاولة لم تكن حبيبتي
    Mantıken, mantıksal olarak masadaki o kadının annem olamayacağını biliyordum. Open Subtitles علِمتُ أنَّ بالعقل والمنطق الإمرأة التي على الطاولة لم تكن أمّي
    Avukatın sıkı bir savunma yapacağını biliyordum bu yüzden oraya gittim. Open Subtitles علِمتُ أن المحامية ستقوم بالمماطلة لذلك دهبت من هناك
    Seni o lokantaya ilk götürdüğümde... muazzam bir şeyin kaderinde olduğunu biliyordum. Open Subtitles أتعلمين، في المرّة الأولى التي أخذتكِ بها إلى ذلك المطعم علِمتُ أنّه مُقدّرٌ لكِ لأمرٍ عظيم،
    Ayrıca tüm bu zaman boyunca başka birisinin benim için çıkan tüm manşetleri takip ettiğini biliyordum. Open Subtitles و علِمتُ أيضاً طيلة مشواري بأن هناك شخص آخر يواصل متابعتي دوماً عبر عناوين الصحف
    Yalnızca giysi ve silahlardan büyük ihtimalle 18. yüzyıl olduğunu biliyordum. Open Subtitles ، بُناءً على الملايس و الأسلحة وحدها علِمتُ بأنّي على الارجح في القرن الثامن عشر
    Öğrenmek istediğini biliyordum. Open Subtitles لقد سألتُ الطبيبة. علِمتُ أنّك تُريد أن تعرف.
    Bu çocuğun ülkesini kurtarmak zorunda olduğumu biliyordum. Open Subtitles علِمتُ حينها بأنهُ يجب عليّ إنقاذ بلد هذا الفتى.
    Diğerlerinden daha farklı bir çocuk olduğumu biliyordum. Open Subtitles علِمتُ أنني مختلف عن باقي الأطفال
    Düzeltemeyeceğini biliyordum. Open Subtitles لقد علِمتُ بأنكَ لن تصحح الأمر.
    Bir şeyler için geri geleceklerini biliyordum. Open Subtitles .علِمتُ بأنهم سيعودون للبحثِ لشيء آخر
    Kasabaya geri dönmeyeceğini biliyordum. Open Subtitles علِمتُ أنكَ لن تعودَ للعيشِ في البلدة
    Bana karşı zaafın olduğunu biliyordum. Open Subtitles لطالما علِمتُ أنّك تملك نقطة ضعفٍ نحوي.
    Seni çalıştırmakla hata yaptığımı biliyordum. Open Subtitles علِمتُ أن توظيفك لهذا كان خطأً
    - Bunun arkasında o hainin olduğunu biliyordum. Open Subtitles - علِمتُ أن ذلكَ اللقيط اللعين وراء هذا
    biliyordum. Open Subtitles لقد علِمتُ ذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد