| Tamam, ilginin merkezinde olmak sana göre değil biliyorum ama bunun için çalıştın. | Open Subtitles | حسنا اعرف انه ليس اسلوبك ان تكوني في مركز الاهتمام لكنك عملتِ لهذا |
| Ayrıca, üniversiteden sonra sen de yalnızca üç yıl çalıştın. | Open Subtitles | الى جانب,أننا بعد ادخالك الجامعه فقد عملتِ ل 3 سنين فقط |
| Evet, bunun için çok çalıştınız, değil mi? | Open Subtitles | أجل, لقد عملتِ بجد من أجل هذا, أليس كذلك؟ |
| Kek satışlarından, köpek gösterilerinden, ve sınıftaki olaylardan haber yaptın. | Open Subtitles | عملتِ بكل المجالات، من بيع الكعك إلي عروض الكلاب إلى إعادة لمّ الشمل |
| O sırtına elbise giysin diye bir başkasının mutfağında çalışıyorsun. | Open Subtitles | عملتِ في مطابخ الآخرين لسنتين أو ثلاثة لتكسينها هي بالملابس |
| Uzun süre laboratuarda çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | الآن، أعلم أنكِ عملتِ .فترة طويلة داخل المختبر |
| Fakat sıra, üç yıldır birlikte çalıştığın, seviştiğin geceyi birlikte geçirdiğin birine gelince... | Open Subtitles | لكن عندما يصل الأمر لرجل عملتِ معه لثلاث سنوات مارستِ معه الجنس قضيتِ الليل معه |
| Orda bir yıl çalışmışsın, bu şansı nasıl elde ettin ? | Open Subtitles | عملتِ هناك لأقل من سنة ما هذا التغير؟ |
| - CIA için çalışmıştın. Bunu iletebileceğimiz birilerini tanıyorsundur değil mi? | Open Subtitles | عملتِ لصالحِ الاستخبارات المركزيّة لا بدّ أنّك تعرفين أحدهم لتُبلّغيه، صحيح؟ |
| Yarım bir eş ile olmayacak kadar çok çalıştın bu parça için. | Open Subtitles | لقد عملتِ بجد على هذا الروتين للحصول على نصف شريك |
| Bu davada işinmiş gibi çalıştın. | Open Subtitles | أنتِ فعلاً عملتِ تلك القضية مثل إنّها كتنت عملك. |
| Bunun yanında, dergi okuma arasını hak edecek kadar çalıştın mı sence? | Open Subtitles | و ايضاً هل تظنين حقاً بأنكِ عملتِ هنا لفترة كافية لتستحقين استراحة القراءة؟ |
| 1991'de Sharon Marquette için çalıştınız mı? | Open Subtitles | هل سبق أن عملتِ لدى شارون ماركيت؟ في عام 1991؟ |
| Ama siz hiç tamirci olarak çalıştınız mı? | Open Subtitles | لكن هل عملتِ أبداً كميكانيكية؟ |
| Ee Robin, hiç tren enkazında haber yaptın mı? | Open Subtitles | ِ اذا يا روبن .. هل عملتِ تقرير عن حطام القطار ؟ |
| Ama uzun zamandır acil serviste çalışıyorsun ve insanların birbirlerine yaptıkları tüm o berbat şeyleri gördün, ondan nefret etmeyi öğrendin. | Open Subtitles | ولكنك عملتِ في حالات الطوارئ لفترة ولعلك رأيتي ما يفعله الناس ببعضهم البعض من مساوئ وتعلمتي أن تكرهينه |
| Devlet hastanesinde çalıştığını göz önüne alırsak, bu gayet normal. | Open Subtitles | أتوقع هذا بما أنكِ عملتِ في مستشفى الولاية |
| Birlikte çalıştığın doktorları, hemşireleri... hastaları, herkesi düşün. | Open Subtitles | والممرضات اللواتيّ عملتِ معهم، المرضى، الجميع |
| - Sen bugün yeteri kadar çalışmışsın. | Open Subtitles | . لقد عملتِ بما فيه الكفاية اليوم. |
| O gece geç saate kadar çalışmıştın. | Open Subtitles | لقد عملتِ فى وقت مُتأخر فى تلك الليلة |
| Bir günde bir hafta çalışmış gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنكِ عملتِ الإسبوع بأكمله بيوم واحد |
| Hailey, ne kadar çok çalışırsan çalış özveride bulun, yapabildiğinin en iyisi ol yine de büyük lige giremezsin. | Open Subtitles | هايلي ، إذا عملتِ بأقصى ما عندك وضحيت حقاً لتكوني أفضل ما تستطيعين ستظلين ليس لديكِ ما يستلزم لتكوني ضمن النخبة الكبار |
| Yani bütün gün çalışıp hiç bir karşılık alamadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تعنين بإنكِ عملتِ بكل جد ولم تتحصلي على اي تعويض مطلقاً ؟ |
| Benden daha akıllıydın, daha sıkı çalışıyordun, daha iyi kokuyordun. | Open Subtitles | كنتِ أذكى ، عملتِ بجد كنتِ تقتفين الأثر بشكل أفضل |
| Burada çalışmaya başlamadan önce House ile çalışıyordunuz, değil mi? | Open Subtitles | قبل أن تعملي هنا في قسم الطوارئ عملتِ مع هاوس، أليس كذلك؟ |
| Yani, onu buraya getirene kadar çok uğraştın. | Open Subtitles | أعني، لقد عملتِ جاهدة ليأتي إلى هنا |
| Benimle işbirliği yaparsan... buradaki sözümona kariyerinde ilerleyebilirsin. | Open Subtitles | إذا ما عملتِ معي فإن ما تسمينها بمهنتك قد تتحسن |