Şov suflen çok özensiz. Elmsley sayımı yaparken dudakların oynuyor. | Open Subtitles | طريقة خلطك لورق اللعب ضعيفة شفتاك تتحركان عندما تقوم بالعد |
Biri yaratıcı ve diğeri ezbere olan mukayeseli bir iş yaparken beyin aktivitenizi artırıyorsunuz | TED | وهي فعالة جداً عندما تقوم بعملية مقارنة مهمة بين المهمة المتعلقة بالابداع .. وبين تلك التي تتعلق بالاستدراك من الذاكرة |
Onun bunu yaparken beyninde neler olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok, keşke bilebilseydik. | TED | ليس لدينا أي فكرة عما يجري داخل دماغها عندما تقوم بذلك، وهذا ما نود ان نعرفه. |
O tetiği çektiğin zaman vurduğun adamın bedeni senin ayak bileklerine yapışır. | Open Subtitles | عندما تقوم بسحب الزناد و جثة الرجل الذي قتلته تلتف حول كاحليك |
Havaalanından teyzenizi alacağınız zaman bir sedan alabilirsiniz. | TED | عندما تقوم بالمرور على عمتك فالمطار لتقلها تجلب سيارة سيدان. |
Anlaşmayı yaptığında gözlerini o güvenilmez aç gözlü orospu çocuğunun üzerinden ayırma. | Open Subtitles | بول عندما تقوم بالاتفاق ابقي عينيك على هذا الوغد الغير موثوق به |
Fakat siz bu çağrışımları yaptığınızda, bunların bir çeşit sinerji içerisinde hikayede bir araya gelmesini istiyorsunuz, ve bulduğunuz şey önemli olan şeydir. | TED | ولكن عندما تقوم بفعل هذه المزاملة، تريدها أن تاتي كنوع من التناسق في القصة، وما ستجده هو ما يهم. |
Bunu yaparken, insanlara saldırmayın, fikirlere saldırın. | TED | عندما تقوم بهذا، لا تهاجم الناس، أنت تهاجم التكتيكات. |
Üçlü salto yaparken küçük bir top gibi sımsıkı durmalısın. Hadi, bir daha deniyoruz. | Open Subtitles | عندما تقوم بأداء الدورة الثلاثية عليك الاستدارة بإحكام ، لنؤديها مرة أخرى |
Pratik yaparken... toplar hep duvarlara çarpıp sıçrar. | Open Subtitles | عندما تقوم بالتمرين . فان الكره ترتد دائما عن الحائط |
Böyle bir hareket yaparken dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | أجل ، عليك أن تكون حذراً عندما تقوم بخدعة كهذه |
Ağda yaparken insanın canını hiç acıtmıyor ve ondan randevu almak çok zor | Open Subtitles | انه لايؤلم عندما تقوم بتشميعك.. من الصعب لفت الانتباه |
Peki, bu kötü değildi, ama bir şeyi unutma, monolog yaparken, konuşmanın iki tarafını da oynamazsın, devam edip giden bir konuşma seçersin. | Open Subtitles | حسناً، لم يكن هذا سيئاً. لكن، يجب أن تتذكر أنه عندما تقوم بتمثيل المونولوج، فأنت لا تؤدي طرفي المحادثة. |
Ön sevişmeye karıştıkları zaman, çok çok önemli bir şeyi düşünüyorlar ve bu da genetik malzemelerinin bundan 10 bin jenerasyon sonra bile korunmuş olması. | TED | عندما تقوم بالملاطفة، إنها تفكر بشيء هام جداً جداً، وهو أن تحافظ على مادتها الورائية لتبقى 10.000 جيلاً من الآن. |
Doğaçlama yaptığın zaman bazen ne yaptığının farkında olmadan yapmaya devam edersin, derdi. | TED | قالت لي, عندما تقوم بالارتجال بعض الاحيان انت لا تعلم ما الذي تقوم به و انت ما تزال تقوم به |
Bir orospu ağzını sadece... ağzına aldığı zaman açar. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي يسمح للعاهرة بأن تفتح فمها عندما تقوم بـ جنس فموي |
ABD Yargıtayı dünyaya hepimizin gurur duyacağı bir açıklama yaptığında. | TED | عندما تقوم المحكمة العليا بالولايات المتحدة بإصدار بيان يمكننا أن نفخر به. |
Bu da kadınların salak gibi davranmalarına. Şunu da eklemeliyim ki, kadın yaptığında, daha çok aldatmaya giriyor, çünkü kadınlar için seks daha beyinsel bir şeydir. | Open Subtitles | إنه أكثر من خيانة عندما تقوم النساء بالخداع, إنه عقلاني أكثر |
Doğru seçimi yaptığında. doğruyu duyarsın | Open Subtitles | عندما تقوم بالإختيار الصحيح الذي تسمعه هو الحقيقة |
Normalde bir ürünün reklamını yaptığınızda, müşterinin reklamınızı işemek için tuvalete götürmesini pek de istemezsiniz, | TED | عادة، عندما تقوم بالإعلان عن شيء ما، أنت حقا لا تريد المستهلك أن يأخذ إعلانك إلى الحمام ليتبول عليه. |
Buradaki çelişki, büyük değişiklikler yaptığınızda, büyük kazanımlar elde eder, ve kısa zamanda çok daha iyi hissedersiniz. | TED | والمفارقة هنا, أنه عندما تقوم بعمل تغيرات كبيره, سوف تحصل على فوائد عظيمة. وسوف تشعر أنك أفضل حالاً بسرعة. |
Bu yüzden hamlenizi yaptığınızda buna değse iyi olur. - Bu sana hiç bir ses yok gibi mi geliyor. - At silahını. | Open Subtitles | لذا عندما تقوم بحركتك سيكون اعتمادك عليه هل يبدو هذا كصوت لاشيء بالنسبة لك؟ |