İtfaiyeciler beni zorlukla dışarı çıkardı fakat annemi bulduklarında hala yatağındaymış. | Open Subtitles | كانت ما تزال في السرير عندما عثروا عليها |
Kızı bulduklarında üstünde kan varmış. | Open Subtitles | كانت هنالك دماء على الإبنة عندما عثروا عليها؟ |
Bir tahta parçasına tutunmuştum , ne kadar süre öyle kaldım bilmiyorum ama beni bulduklarında bilincimi tamamen kaybetmiştim. | Open Subtitles | لقد تمسكت بقطعة خشب، ولا أعلم لكم من الوقت كنت هناك، ولكنني كنت فاقدا للوعي عندما عثروا علي. |
Motosikleti bulduklarında bağlantı kurdum. | Open Subtitles | حسناً، لقد سجلتها عندما عثروا على الدراجة |
Onu bulduklarında en sevdiğim süveteri giyiyordu. | Open Subtitles | عندما عثروا عليها , كانت ترتدى سترتى المفضلة |
- Onu bulduklarında şık giysileri yoktu. | Open Subtitles | صحيح، لم تكن مرتدية ملابس لائقة عندما عثروا عليها |
bulduklarında kumaş sopayla beraber miydi bilmiyorum, | Open Subtitles | لا أعرف لو كانت القماشة مع العصا عندما عثروا عليها |
Onu bulduklarında komadaydı. | Open Subtitles | لقد كانت في غيبوبة عندما عثروا عليها |
Sizi bulduklarında ne demiştiniz? Babanız ne ad vermişti ona? "Lanetli Şey" mi? | Open Subtitles | ماذا قلت إن والدك سماه عندما عثروا عليك؟ "الشيء اللعين" |
- Polis kapıyı kırmak zorunda kaldı biliyorsun, onu bulduklarında. Parasını istemiyorum. | Open Subtitles | عندما عثروا عليها وأنا أعول عليك |
bulduklarında hızlıca ölüyordu. | Open Subtitles | لقد جرى مسرعاً عندما عثروا عليها |
Seni bulduklarında, pantolonunun cebine dikili olan anahtar. | Open Subtitles | الذي تمت خياطته ببطانةسروالك... عندما عثروا عليكَ. |
Onu bulduklarında hala sıcaktı. | Open Subtitles | كانت لاتزال دافة عندما عثروا عليها، |
Onu bulduklarında Colin Gray'in neye benzediğini duydun mu? | Open Subtitles | (هل سمعت كيف كان (كولين جراي عندما عثروا عليه؟ ممزق بالأسنان؟ |