Ve buna ilk baktığımda, düşündüm ki, bunda hiç bir güzellik yok. | TED | عندما نظرت اليه للمرة الاولى ظننت .. انه خال من أي جمال |
Muhtemelen ona baktığımda, hayal kırıklığımı hissetti, çünkü bunu gizlemek için fazla bir şey yapmadım. | TED | ومن المحتمل أنها شعرت بخيبة أملي عندما نظرت إليها فلم أحاول إخفاء ذلك |
Camdan dışarı baktığımda gördüğüm şey buydu. | TED | وهذا كان ما رأيته عندما نظرت خارج النّافذة. |
Ama dışarı baktığında gördüğü durum çok daha farklıydı. | TED | لكن عندما نظرت إلى الخارج، رأت شيئًا مختلفًا. |
Ayrıca camdan dışarı bakarken de gözlüğünü takmadığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أخمن أيضاً أنها لم تكن تضعهم عندما نظرت من النافذة. |
Tabağıma baktığımda manevi babamın kalan son kanadı bana verdiğini gördüm. | TED | عندما نظرت إلى صحني رأيت آخر حبة من أجنحة الدجاج التي أعطاني إليها أبي بالتبني |
Şimdi, buna ilk baktığımda, bu birimi daha önce hiç duymamıştım. | TED | الآن, عندما نظرت الى هذا لأول مرة لم أكن سمعت بهذه الوحدة من قبل. |
Neden o sabah öyleydi bilmesem de, dışarı baktığımda, eğer gitmezsem üç küçük çocuğumun da öleceğini fark ettim. | TED | ولكن لا أعرف لماذا في ذاك الصباح بالتحديد عندما نظرت خارجاً، أدركت أنه إن لم أغادر، فقد يموت أطفالي الثلاثة. |
Problem şuydu ki yüzlerine baktığımda gözlerinin daldığını ve sadece beni görmezden geldiklerini görebiliyordum. | TED | المشكلة كانت أنّني عندما نظرت في وجوههم تمكنت من أن أرى الضبابية في عيونهم وأنهم يفقدون تركيزهم. |
İki uçağın da vurmasını görmedim. Penceremden ilk baktığımda, ilk kulenin yandığını gördüm, ve bir kaza olmuş olabileceğini düşündüm. | TED | لم أرى أي من الطائرات تصطدم. عندما نظرت من نافذة بيتي، رأيت أول الأبراج يحترق، وقد فكرت بأنه ربما يكون حادثاً. |
Bir kaç dakika sonra tekrar baktığımda, ikinci kule de yanıyordu ve savaşa girdiğimizi anladım. | TED | بعد دقائق قليلة لاحقاً عندما نظرت مجدداً ورأيت البرج الثاني يحترق، عرفت بأننا في حرب. |
Arkama dönüp baktığımda gördüğüm son şey bir çocuğun diğer bir çocuğa yangın söndürücü vermesi oldu. | Open Subtitles | والشيء الأخير رأيت عندما نظرت للوراء كان طفلا واحد أعط المطفأة إلى الطفل الآخر، |
Çünkü sandığa baktığımda içinde görememiştim. | Open Subtitles | لأنى عندما نظرت فى الصندوق, لم اراه هناك |
Ona baktığımda bütün bu tesadüfler bana çok fazla geldi. | Open Subtitles | ، عندما نظرت له . كل هذه المصادفات بدت كثيرة جداً |
Ama penceresinden dışarı baktığında, susuzluğunu giderebileceği yakışıklı birini gördü. | Open Subtitles | لكن عندما نظرت من النافذة رأت شربة المياه الطويلة التي تحتاجها لتروي ظمأها |
Kadın yalnız krala baktığında, kral birbirlerini bin yıldır tanıyorlarmış gibi hissetmiş. | Open Subtitles | عندما نظرت إلى الملك الوحيد, شعر أنهما يعرفان بعضهما البعض منذ ألف سنة |
Ama 2.türe bakarken her şeyi hatırladım. | TED | عندما نظرت الى النوع الثاني تذكرت كل شيئ. |
En büyük şansım ellerime bakıp ömrümün 10 yılını kaybettiğimi görmekti. | TED | كان أكبر تغير في حياتي عندما نظرت ليدي ورأيت أنه قد مرت عشر سنوات بها |
Dün gece yapacaktım ama sonra gözlerine baktım ve fark ettim ki benimle gerçekten seks yapmak isteyen birisini bulmak çok zor. | Open Subtitles | كنت سأفعل ذلك بالأمس ، ولكن عندما نظرت خلال عينها لاحظت أن كم من النادر أن تقابل شخص مستعد للقيام بالجنس معك |
Ona bakınca başka bir dünyaya kaçmama yardım edecek bir şey istiyorum. | Open Subtitles | عندما نظرت اليها اردت شيء من شأنه ان يساعدني للهرب لعالم اخر |
Çaldığını duyduğumda seni gördüğümde bir şansı daha hak ettiğini düşündüm. | Open Subtitles | عندما سمعتك تعزفين الليلة, عندما نظرت هناك ورأيتك, أنت تستحقين فرصة. |
Yani, bu Archeaların genlerine baktığınızda bizde olanlarla aslında aynı olduğunu mu buluyorsunuz? | Open Subtitles | عندما نظرت إلى الجينات في هذه الاركيا هل وجدتها مطابقة لما لدينا ؟ |