"عندما وجدته" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Onu bulduğumda
• bulduğum zaman
• Onu bulduğunda

Elbiseleri aynıydı. Ve Onu bulduğumda atımın sırtındaydı.
لأن ملابسه كانت نفس الملابس و عندما وجدته

Onu bulduğumda battaniyeye sıkı sıkı sarılmıştı.
كان في بطانية عندما وجدته ملفوف بشكل محكم

Onu bulduğumda, cebinden bu düşmüştü. Ben bu nişanı tanıyamadım, ya sen?
لقد سقط هذا من جيبه عندما وجدته لم أتعرف على الإشارة ، هل تعرفها؟

"Onu bulduğum zaman ona merhaba demeyi bile istemedim."
عندما وجدته لم أتحمل حتى أن أقول مرحباً له

En büyük korkum, onu bulduğum zaman, bizden kalanlar onun için yeterli olmayabilir.
خوفي الأكبر هو عندما وجدته. ماتُرك لنا ربما لم يكن كافياً.

Onu bulduğunda bir şeyleri topladığını söylemiştin değil mi?
حسناً ، كنت تقول بانه كان يفرغ شيئاً ما عندما وجدته

Bugün ormanda Onu bulduğumda uzun bir adamla konuştuğunu söyledi.
لقد قال انه كان يتحدث لرجل طويل لقد قال أنه يتحدث لرجل طويل عندما وجدته اليوم في الغابة

Rapor verin, çavuş. Kurşun yarası efendim. Onu bulduğumda ölmüştü.
. التقرير ايها السرجنت - . طلق نارى، كان ميتآ عندما وجدته -

Çünkü Onu bulduğumda oradaydım.
لأننى كنت موجوداً هناك عندما وجدته

Onu bulduğumda baygındı, yediği bir şeyden olduğunu söyledi ama E. Coil, salmonella testleri falan negatifti.
لقد كان فاقد الوعي عندما وجدته لقد قال إنه بسبب شيء ما أكله لكن نتائج الاختبارات للبكتيريا المسببة لتسمم الطعام جميعها سلبية

Onu bulduğumda kentin yıkıntılarına zincirlenmişti.
عندما وجدته كان مُسلسلاً ... إلى أطلال مدينة

Yangında Onu bulduğumda karısı yanmıştı.
-ليعيدهم؟ عندما وجدته في الحريق، كانت زوجته محترقة

Uzun yıllar önce Onu bulduğumda ormana terk edilen daha yeni doğmuş bir bebekti.
"عندما وجدته قبل عدة أعوام"، "إنه كان مجرد رضيع مرمياً في الغابة".

Onu bulduğumda çok fazla kan vardı.
عندما وجدته كانت هناك الكثير من الدماء

Onu bulduğumda yaşıyordu.
كان حياً عندما وجدته

Onu bulduğumda yaşıyordu.
إنه حيّ عندما وجدته

Burayı bulduğum zaman boştu binanın geri kalanı gibi.
لقد كان فارغاً عندما وجدته فقط كباقي المبنى

Ormanda bulduğum zaman neden öldüremedim ki onu?
لمَ لم أقتل التنين عندما وجدته بالغابة؟

Onu bulduğum zaman boşluktu.
هذا كان فارغ عندما وجدته

- Onu bulduğunda nabzını hissetmiştin, değil mi?
عندما وجدته تحسست نبضه، أليس كذلك؟

Bu, kız Onu bulduğunda.
وذلك عندما وجدته الفتاة

Polisler Onu bulduğunda çoktan ölmüş.
كان ميتاً عندما وجدته الشرطة