Seni pek Çok şeyden kopardım ve o da onlardan biriydi. | Open Subtitles | و لقد أبعدتكِ عن الكثير من الأشياء لكنه كان واحداً من تلك الأشياء |
Dispanserinizi açmak için Çok şeyden vazgeçtiniz... - ...değil mi, Dr. Burke? | Open Subtitles | تخليت عن الكثير لتفتح مستوصفك، أليس كذلك يا د. |
Uzakta geçirdiğim süre bana çok şey sorgulattı. | Open Subtitles | الوقت الذي قضيته بعيدًا جعلني أتسائل عن الكثير من الأشياء |
bir çok ölümden sorumlu bir avcıyı yeni kızlarım için yemek yapmak. | Open Subtitles | الامساك بصياد مسؤول عن الكثير من جرائم القتل و سأجعلك غداء لابنتيّ |
Boş olmayan erkeklere karşı bir şeyim var galiba. - Affedersin, fazla özele girdim. | Open Subtitles | لأنّي أولع بغير المتاحين كما يبدو، آسفة، أفصحتُ عن الكثير |
Bugün Merkez Bankası`na bağımlıyız, ve Merkez Bankası konuşuyor olacağım birçok şeyden sorumlu. | TED | نحن نقف اليوم في البنك المركزي. والمصرف المركزي المسؤول عن الكثير من الأشياء التي سوف أتحدث عنها. |
Beş yıl önce pek Çok şeyden vazgeçmiştin. | Open Subtitles | لقد تخليت عن الكثير منذ خمس سنوات |
Sherlock'a ayak uydurmak için pek Çok şeyden vazgeçtin. | Open Subtitles | تخليتي عن الكثير لتتبعي شارلوك |
Carmen'i buradan uzaklaştırmalısın. Pek Çok şeyden. | Open Subtitles | يجب أن تبعدي (كارمن) عن الكثير من الأشياء. |
Çok şeyden söz ettik. | Open Subtitles | تكلمنا عن الكثير من الأمور |
Neden bize bir çok şey hakkında söylemez? | Open Subtitles | لماذا لا يقول لنا عن الكثير من الأشياء ؟ |
bir çok insan hakkında bir çok şey bilirim. | Open Subtitles | أعرف الكثير من الأمور عن الكثير من الناس |
çok şey biliyorsun, ama Güneyli babalar ve kızları hakkında bir bok bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تعرف عن الكثير أنتَ لا تعرف أى شىء عن الآباء فى الجنوب و بناتهم الجنوبيات |
LG: Size bir çok umut dolu örnek verebilirim. | TED | ل. غ: يمكن أن أخبرك عن الكثير من الأشياء التي رأيت حدوثها. |
Fakat sadece bu olumsuz hikayelere odaklanmak tecrübelerimi donuklaştırmak, ve beni oluşturan bir çok başka hikayeyi, gözardı etmek olur. | TED | لكن الإصرار على القصص السلبية هي تسطيح لتجربتي، والتغاضي عن الكثير من القصص الأخرى التي شكّلتني. |
Boş olmayan erkeklere karşı bir şeyim var galiba. - Affedersin, fazla özele girdim. | Open Subtitles | لأنّي أولع بغير المتاحين كما يبدو، آسفة، أفصحتُ عن الكثير |
Ayrıca anneniz ve ben de buraya taşınmak için birçok şeyden vazgeçtik. | Open Subtitles | بالإضافة، والدتكما ووأنا قمنا بالتخلي عن الكثير من الأشياء للقيام بهذه الخطوة، أيضاً |