Anladım ki bu boş sayfa bir gizemli kutu, değil mi? | TED | وأنا أدرك أن تلك الصفحة الفارغة هى صندوقا غامضا. |
Bir bilmece, Sherlock. gizemli olmaya çalışıyorum. Unut gitsin. | Open Subtitles | اخرس , كنت احاول ان اكون غامضا لا يهم , والان ارحلوا |
Farpoint İstasyonu. Adı bile gizemli. | Open Subtitles | محطة فار بوينت حتى الاسم يبدو غامضا |
Günlük hayatta kullanıldığında simetri sözcüğü güzellik, uyum ve dengeyle ilgili belirsiz kavramları temsil eder. | TED | عندما تستخدم في الحياة اليومية، كلمة تناظر تمثل مفهوما غامضا عن الجمال والتناسق والتوازن. |
Ertesi sabah temizlikçi kadının eve gelip karınızı yatakta sevgilisiyle beraber bulması esrarlı bir şekilde 38 kalibrelik mermilerle, burası biraz bulanık. | Open Subtitles | يبدو لى الموقف غامضا حيث أتت عاملة التنظيف فى الصباح و وجدت زوجتك و عشيقها فى السرير و قد أطلق عليهما طلقات عيار 38 |
Henry biraz gizemli biriydi. | Open Subtitles | هنري كان دائما غامضا بعض الشيئ. |
Bu belayı nasıl sezebildikleri hâlâ gizemli, ama seziyorlar, bizden çok daha iyi. | Open Subtitles | حسنا ، هذا أمر لا يزال غامضا نوعا ما كيف يكونوا قادرين على الشعور هذه المشاكل ولكنها ، في كثير من الأحيان تفعل قبل ان نفعل |
Bu kadar gizemli olduğum için affedersiniz. | Open Subtitles | آسف لكوني غامضا معكم، أنتم الثلاثة |
Balina takimyildizindan gelen gizemli bir ses duydular. | Open Subtitles | على أحد نقاط المراقبة في غرب فيرجينيا, "تارتر" وفريقها سمعو صوتا غامضا |
Senin için oldukça gizemli olmalı. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون الحال غامضا. |
Düşündüğün kadar gizemli sayılmazsın. Tamam, seni anlıyorum. | Open Subtitles | انت لست غامضا بالقدر الذي تعتقده |
- Bu olayın o kadar da gizemli olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن الأمر غامضا جدا. |
Senin için hala gizemli bir herifim... | Open Subtitles | أنا مازلت غامضا بالنسبة لك |
Evet, belki de o kadarda gizemli değildir. | Open Subtitles | نعم، ربّما ليس غامضا جدا |
gizemli bir şey var. | Open Subtitles | وإليك شيئا غامضا جدا |
Seni gizemli yapan şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يجعــلك غامضا ؟ |
gizemli olmalı. | Open Subtitles | وينبغي أن يكون غامضا |
Şehrin diğer tarafında, Samantha belirsiz geleceğiyle yüzleşiyordu. | Open Subtitles | الجانب الآخر من المدينة، سامانثا تواجه لها مستقبلا غامضا الخاصة. |
Ryan parayı nasıl olupta aldığınız konusunda detaylarda hala biraz belirsiz davranıyor. | Open Subtitles | ريان هنا ما زال غامضا في التفاصيل وكيف حصلتما عليه |
Fotoğraflara dikkatlice bakarsanız, belli belirsiz bir gölge görebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا ما ألقيتم نظرة عن قرب على هذه الصور سترون ظلاً غامضا |
Her şey o kadar bulanık ki. Gerçekten. | Open Subtitles | الأمر برمّته كان غامضا بالنسبة لي بصراحة |
Tamamdır, unutma hedefin arka planda bulanık görünecek asıl bakman gereken gezle arpacık, tamam mı? | Open Subtitles | يكون الهدف غامضا بالخلف كل شئ يتعلق بالمرأى , مفهوم ؟ |