"غامضه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Gizemli
• belirsiz

Gizemli kalırlar, gözlerimizi üzerlerinden alamayız.
تظل غامضه و لا يمكننا أن نرفع أعيننا عنها

Bak Wilma, senin çekici, Gizemli ve zeki bir maceraperest olduğunu ve... gözünün uluslararası entrikalardan başka bir şey görmediğini biliyorum ama...
أعلم انك ساحره و غامضه في مغامرتِك وأنك مشغوله البال بخصوص الخداع العالمي و كل هذا

Diyelim ki ortada bir kadın, Gizemli bir kadın var kadın mı erkek mi olduğu kadar Gizemli.
ويقولون هناك امرأهامرأه غامضه وكما هو الحال في الامر الغامض اذا كان رجل او امراه

Sayın yargıç, mahkemeyi sıkıcı istatistik alıntılarıyla, gerontoloji çalışmalarıyla, belirsiz edebi göndermelerle sıkmayacağım.
سيادتك ,أود أن لاأظن أن المحكمه ستحتمل تلاوة من الإحصائيات الجافه ,دراسات في علم الشيخوخه و مراجع أدبيه غامضه

Okuyan herkesin istediği yöne çekebileceği kadar belirsiz yazılmış.
انهم تركوها غامضه بما فيه الكفايه اى شخص يمكن ان يقرا هذا ما يكن ما يريدون

Evet. Gizemli ve yakışıklı prensin. Gülsuyuyla yazılar yazan.
أنت غامضه أيتها الاميره و المفتونه بهرائه الموسيقي

Jason Lawrence gökte mavi ışıklar gördüğünü ve Gizemli bir biçimde nefret ettiği ton balığından üç kutu yediğini söyledi.
جايسون لورينس قال بأنه رأى نور أزرق في السـماء ثم تم إرغامه بطريقة غامضه على أكل 3 علب تونه طعام كان يكرهه

Elinde Gizemli bir bandaj var ve bir tanık Todd'un kavanozu düşürüp kaçtığını görmüş.
لدية ضمادة غامضه على يده و لدينا شاهد عيان رأه يسقط الوعاء ويهرب

Gizemli yollar ileriye, ileriye, ileriye, doğru gidiyor.
طرق غامضه تقود الى ما بعد مابعد

Gizemli bir kayboluşum olsun istemiyorum.
.لا أريد أن أختفى بطريقه غامضه

Güzel, Gizemli kadın, ölümcül, politikacı canavar adam...
امرأة غامضه و وجميله ووحش سياسي قاتل

Gizemli kadın, ha?
امرأة غامضه ؟ ؟

Ben göz alıcı biri değilim. Gizemli de değilim.
أنا لستُ غامضه ولا فاتنه

Gizemli birisi.
انها غامضه قليلا

Gizemli kız değil.
انها ليست غامضه

- Gizemli?
غامضه ؟

Gizemli kız falan değil.
ليست غامضه

Hayır, yani biz ilişki sonrası, tanımlanmayan, belirsiz, dönüşümlü...
نعم, لا, نحن.. تعلمين , نحن في علاقة متوقفه , غير محدده , غامضه , انتقاليه

Seni iki haftadır görmedim ve resmen "belirsiz" olmuşsun.
لم أركِ لمدة أسبوعين, والأن أنتِ غامضه عرقياً.

Anlıyorum ama ben belli belirsiz imalarda bulunursam bu söz verdiğim anlamına gelir.
انا افهم ولكن عندما اقوم بوعد ملمح صيغ بعبارات غامضه