Hadi Grady, bu fırsatı tepme. Var mısın yok musun? | Open Subtitles | هيا,غرادي,هذه هي فرصتك الكبيرة.انت معنا أو لا ؟ |
Bu yüzden Grady'nin adamları, Frank Bennett'in kamyonetini ortaya çıkarabildi. | Open Subtitles | لهذا ضباط غرادي صادفوا شاحنة فرانك بينيت |
Aslında suçlamayı eyalet yapıyor Bayan Grady. | Open Subtitles | لأنك تتهمني بتزييف مرضه في الواقع الحكومه هي التي تتهمك هنا, سيده غرادي |
Carol Grady davasında birazcık yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | اسمعي, احتاج إلى مساعده بسيطه بخصوص قضية كارول غرادي |
Ve senden de tam olarak istediğim Carol Grady'nin aşırı hasar sigortası parasıyla ne yaptığını bulman. | Open Subtitles | و اريدك أن تعلمي بالضبط ماذا فعلت كارول غرادي بمال التأمين الفائض, حسناً؟ |
Ona bisiklet sürmeyi öğretmek veya küçükler turnuvasında desteklemek yerine Carol Grady çocuğunu tekerlekli sandalyeye oturtup, onun kanser olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بدلاً عن تعلميه كيف يركب الدراجه أو تشجيعه وهو يلعب في دوري صغير كارول غرادي تضع ولدها في كرسي متحرك |
Carol Grady çekleri bozdururken, o paraların oğlunun tedavisinde kullanılmayacağını biliyordunuz, değil mi? | Open Subtitles | عرفت حين كانت كارول غرادي تصرف تلك الشيكات بأن المال لم يكن ذاهباً باتجاه علاج ابنها الطبي, أليس كذلك؟ |
Tamam, dinleyin, kayıtlarınızda sizin Bayan Grady'i almak için düzenli olarak araba gönderdiğiniz yazıyor. | Open Subtitles | حسناً, اسمع, سجلاتك تقول بأنك ترسل بانتظام سيارة الليموزين حتى تقل السيده غرادي من منزلها |
Jüriden birinin kanıtlardan daha çok Carol Grady ile ilgilenmesini sağlamam lazım. | Open Subtitles | احتاج أن اجعل احداً في هيئة المحلفين يهتم بشأن كارول غرادي اكثر من اهتمامه بالأدله |
Bu davada, Carol Grady'nin kalpsiz eli usturalı bir canavar olduğunu düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | محامي الادعاء هنا يود منكم بأن تصدقوا بأن كارول غرادي مجرده من الرحمه ومتوحشه |
Bu, bizi tıpkı Carol Grady gibi bağımlı yapar. | Open Subtitles | هذا يجعلنا مدمنين .مثل كارول غرادي تماما |
Seni görüyorum, Grady Kilgore... ve yirmi arttırıyorum. | Open Subtitles | سأراك , غرادي كيلغور وسأزيد لك عشرين |
Mantıklı değil ama, Grady gibi bir öküz, siyahi bir çocuğun yanına oturmaz ama... tavuğun kıçından çıkan yumurtayı anında yer. | Open Subtitles | هذا ليس منطقي. ثور كبير مثل غرادي لن يجلس بجانب طفل ملوّن لكنه يأكل بيض... |
Grady ve Alabamalı çocuklar icabına bakarlar. | Open Subtitles | غرادي وشباب آلاباما سيهتمون به |
Carol Grady yozlaşmış bir sigorta şirketi tarafından suçlanan toplumun bir direği. | Open Subtitles | كارول غرادي هي مركز المجتمع والتي تتم محاكمتها من قبل... شركة ائتمان فاسده |
Bayan Grady için tuttuğunuz otel odaları da mı iyilik, Joe? | Open Subtitles | تلك الغرف الفندقيه التي وفرتها للسيده غرادي تلك... تلك خدمه اضافيه ايضاً, جو؟ |
Carol Grady, kendi oğlunun kafasını tıraş etti. | Open Subtitles | كارول غرادي قامت بحلق رأس ابنها |
Ama Grady savunmayla bir pazarlık yaptı. | Open Subtitles | ولكن غرادي أخذ صفقة مع الادعاء. |
Yine Nehir Kulübünde Grady ve çocuklarla takılıyordu. | Open Subtitles | (نيني)التسكع مع غرادي والصبيان في نادي النهر |
En ısrarcı Grady ama... | Open Subtitles | غرادي هو أكثر شخص مصر لكن.. |