ويكيبيديا

    "غرفة المعيشة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Oturma odası
        
    • oturma odasına
        
    • salonda
        
    • salona
        
    • oturma odasının
        
    • salon
        
    • Oturma odasında
        
    • Oturma odasındaki
        
    • oturma odasını
        
    • salondaki
        
    • oturma odamızda
        
    • Salonu
        
    • salonun
        
    • oturma odamda
        
    Şimdi bizim okuma odası dediğimiz yere giriyoruz. -pardon Oturma odası.- TED حسنا الآن نحن تتجه إلى ما نسميه غرفة القراءة .. عذرا , غرفة المعيشة
    Banliyö hattı, yatak odası, Oturma odası, mutfak, banyo, koridor, merdivenler. Open Subtitles هنا المسارات، غرفة النوم، غرفة المعيشة المطبخ، الحمام، القاعة، الدرج.
    oturma odasına gitmeniz için bir sebep olmazdı, değil mi? Open Subtitles و أنه لا يوجد سبب حتى تذهبوا إلى غرفة المعيشة
    Bir tane salonda, bir tane mutfakta hepsi bu kadar. Open Subtitles واحد في غرفة المعيشة, واحد في المطبخ هذا كل شيء.
    -Şey, en azından uyuyacak. Matthew, yardım et de onu salona taşıyalım. Open Subtitles حسناً، على الأقل فهو سينام كما تعلمون ماثيو، ساعدني في آخذه الى غرفة المعيشة
    oturma odasının ortasında öylece duruyordum... ve banyonun kapısı da açıldı. Open Subtitles لذا، كنت أقف فى منتصف غرفة المعيشة وكان باب الحمام مفتوح
    salon için büyük bir tane alırız, ne dersin? Tamam mı? Open Subtitles حسناً, سنجلب واحداً كبيراً من أجل غرفة المعيشة ما رأيكِ, حسناً؟
    Bunun nedeni değişmeleridir ve değişimin, düzene karşı bir eğilimi vardır aynı bir Oturma odasında ya da kitaplıkta olduğu gibi. TED وهذا لأنها تتغير . وللتغير طريقته في كسر القاعدة . تماماً كما هو الأمر في غرفة المعيشة أو على رف الكتب.
    Oturma odasındaki kanepenin kollarının ne kadar büyük olduğunu biliyorsun. Open Subtitles هل تعرفين الأريكة التي في غرفة المعيشة لديها أذرع مرتفعة؟
    Dairenin iç tarafından itibaren... basit bir teleskop yardımıyla... evin Oturma odası görülebiliyor. Open Subtitles .. داخل هذه الدائرة .. بالإمكان رؤية غرفة المعيشة بإستخدام منظار عادي
    Şimdi her şey bitti. Oturma odası burada. Open Subtitles والآن انتهى كل شيئ غرفة المعيشة توجد هنا
    Bekle, bekle. Oturma odası, yemek odası, cephanelik. Open Subtitles انتظر، انتظر ، غرفة المعيشة غرفة الطعام، الترسانة
    - Hadi be? oturma odasına gidip uzlaşmaya varabilir miyiz? Open Subtitles كنت آمل لو نتوجه إلى غرفة المعيشة ونتوصل إلى تفاهم
    Yarı çıplak bir yabancının oturma odasına beni ittiğine inanamıyorum. Open Subtitles لاأصدق أنكِ دفعتني إلى شخص بدون قميص إلى غرفة المعيشة
    Ev ödevlerinden kaçıp, oturma odasına inmeye, annem ve babam arkadaşlarıyla sıcak tartışmalar yaparken dinlemeye çalışırdım. TED كنت دائماً أحاول تجنب واجباتي المدرسية و التسلل وصولاً الى غرفة المعيشة والإستماع إلى نقاشات والديّ مع اصدقائهم
    Anlaşılan oğlu onu lime lime edip salonda kanlar içinde ölüme terk etmiş. Open Subtitles على ما يبدو أن إبنها قام بتمزيقها و تركها تنزف في غرفة المعيشة
    10 yaşındayken, babam salonda depresyonlarından birinin pençesinde, yerde uzanıyordu. TED عندما كنت في العاشرة، كان والدي مستلقٍ في غرفة المعيشة يعاني من الإحباط،
    Pekâlâ. Hadi, çocuklar. Herkes salona. Open Subtitles هيا يا أولاد الجميع الى غرفة المعيشة هذا تقريبا وقت الهدايا
    oturma odasının ortasında öylece duruyordum... ve banyonun kapısı da açıldı. Open Subtitles لذا، كنت أقف فى منتصف غرفة المعيشة وكان باب الحمام مفتوح
    Abim ve ben salon penceresinden dışarıya bakıyorduk Ve 2 askerin evimizin önünde yürüdüğünü gördük. TED كنت وأخي في غرفة المعيشة ننظر من النافذة الأمامية، ورأينا جنديين يمشيان في الطريق إلى منزلنا.
    Bak, Oturma odasında kal, dinlen ve eğer semptomlarım ilerlerse bana haber ver. Open Subtitles انظري, ابقي في غرفة المعيشة و ارتاحي, ان استمرت أعراضكِ اعلميني, حسنا ؟
    Şimdi size, sadece Oturma odasındaki yaşantımızdan hızlandırılmış bir 30 dk'lık kesit göstereceğim. TED ما سأقوم بفعله أن أعطيكم منظور مسرع في 30 دقيقة، مجددا، من الحياة في غرفة المعيشة.
    oturma odasını sarıya boyamışsın. Ne düşünüyorsun, seni pasaklı inek? Open Subtitles طلاء غرفة المعيشة باللون الأصفر، بماذا تفكّرين أيّتها البقرة الموحلة؟
    Örtü, örtü, salondaki piyano, salondaki piyano. Open Subtitles وغِطاء المِصباح, غِطاء المِصباح, والبيانو فى غرفة المعيشة, والبيانو فى غرفة المعيشة,
    Çocuklar evde değil ve oturma odamızda büyük, rahat bir kanepe var. Open Subtitles هناك أريكة كبيرة و مريحة في غرفة المعيشة.
    Amy, mutfağa bayılacaksın ama önce Salonu göstereyim. Open Subtitles ايمي المطبخ رائع ولكن أولا اريد أن اريكم غرفة المعيشة
    Şans eseri salonun penceresinden gördüm. Open Subtitles كنت فقط محظوظا فرأيتها من خلال نافذة غرفة المعيشة
    CO: Arabam oturma odamda. MO: İzci birliğim 12 adet posta kutusu yapmak istiyor. TED كايتريا أونيل: سيارتي في غرفة المعيشة. مورغان أونيل: فرقة الكشافة خاصتي ترغب في اعادة بناء 12 صندوق بريد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد