"غرفتي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• odamda
• odam
• odamı
• odamdan
• oda
• odamın
• odaya
• odası
• Odamdaki
• benim odama
• odasında

Artık evimde yaygara istemiyorum! Ne odamda, ne de yatağımda!
لا أريد بكاء في منزلي، ولا في غرفتي أو سريري

Otel odamda. Benim oteldeki... Bunun sen olmadığını mı söyleyeceksin bana?
غرفتي في الفندق، لم تكن غرفتي فعلاً، أتقولين هذه ليست أنتِ؟

Eğer benim odam böyle gözükseydi, annem beni üç gün odama hapsederdi.
إذا كانت غرفتي في منزلي بهذا الشكل لكانت أمي حبستني ثلاثة أيام

Banyolarını kendim yapıyorum. Kendime ait bir karanlık odam var.
أنا أيضاً أحمض الصور بنفسي ، لدي غرفتي المظلمة الخاصة

Önceden plan yapmak, odamı boyamak, duvarlara resim asmak gibi şeyler.
مثل التخطيط للمستقبل و دهان غرفتي و وضع صور على الحائط

Bu herkesin,odamdan dışarıyı görme yeteneğimden korkmasıyla başlayan bir şey.
ذلك عندما بدأ كل شخص خوف قدرتي للرؤية من غرفتي.

Hayır, o odamın dışında bir oda daha kiralamak istiyorum.
كلا سيدتي، أريد الإبقاء على غرفتي والحصول على غرفةٍ أخرى

Bryce Larkin öldüğü ve şu anda odamda kız arkadaşımla sevişmediği için minnettarım.
انا ممتن لان لاركن برايس ميت وليس حاليا في غرفتي مع صديقتي الجديده

Bu sadece çalışma odamda öldürüldüğünü kanıtlar. Neden seninle konuşuyorum?
ذلك يثبت فحسب أنّها قتلت في غرفتي لمَ أتحدّث معكِ؟

Sen büyük davanı çöz, ben de odamda bunu çözeceğim.
فقط إذهبي لتحلّي حالتك الكبيرة سأكون في غرفتي أحلّ هذه

Tamam itiraf ediyorum ki bir iki poster odamda güzel durur.
حسناً وأنا أعترف بأن ملصق أو إثنين سيبدوان جيدان في غرفتي.

Konuşmak istiyorsun ve odam çok kirli, senin odanda konuşalım.
نعم غرفتي قذرة جدا تريد كلام، دعينا نتكلّم في غرفتك

odam, beş katlı binanın en alt katıydı... o yüzden camım, yeşil yamaçla aynı seviyedeydi ve anahtara da gerek yoktu.
غرفتي كانت في الأسفل في الطابق الخامس بحيث أن نافذتي كانت على مستوى جانب التل الأخضر ولم يكن هناك داعٍ لمفتاح

Eminim bunu sorun etmez. Hem benim odam daha büyük.
أنا مُتأكد بأنه لن يعارض هذا، وأيضاً غرفتي أكبر بكثير

- Açıklamanı müdüre sakla. - Birisi odamı da karıştırmıştı.
.وفر كلامك للمدير أحدهم ألقى نفايات فى غرفتي أيضا ً

Bilmiyorum. Ne olur ne olmaz diye odamı kimseye vermeyin.
لا أعلم, يمكن أن تبقي غرفتي تحسباً لهذه الحالة فحسب.

Üniversiteyi bıraktığımda, yurttaki kabus gibi odamı da bırakmak zorunda kaldım.
عندما تركت الجامعة كان عليّ ان اترك غرفتي وهو ماكان كابوساً

Bak, odamdan toplayıp bana gönderdiğin tüm o eşyaları ne yaptım bil bakalım?
اسمع، حصلت على كلّ الأشياء . التى أرسلتها لي من غرفتي خمن ماذا؟

Sen! Şu şeyi doğum odamdan götür! Aciz kadınlar midemi bulandırır.
أنت ، أخرج هذا الشيء من غرفتي للتوليد النساء الضعيفات تقززني

Bulaştın hotel odamdan çalmaya karar verdiğinde, dolabımda saklandığında beni takip ettiğinde, benimle yattığında, yalan söylediğinde, paramı aldığın zaman bulaştın.
لقد تورطت عندما قررت سرقت غرفتي في الفندق و عندما إختبأتِ في خزانة الملابس و عندما تبعتني و عندما نمتي معي

Harika. Çünkü benim dairem küçük ve oda arkadaşım biraz denyo.
عظيم ، لأن شقتي صغيره جدا جدا و شريكة غرفتي حمـقـاء

Bir de, odamın yolunu bulursan bir yüzlük daha çalışır.
هذه مئة دولار لك , إذا عرفتي طريقك الى غرفتي

Elindeki talimat kâğıdıyla kaldığım odaya giren sen veya bir başkası olabilirdi. Özellikle seni hedef seçmedik, bir hedef için etrafa bakıyorduk.
قد يكون أي شخص آخر يدخل غرفتي بوصفة كنا نبحث عنها , لقد كنا نبحث في العالم

İki otel odası. Polis üniformaları için 52.90.
غرفتي الفندق 52،90دولار لشراء اثنين من ملابس الشرطة

Buz makinesi çalışmıyor. - Affedersiniz? - Odamdaki buz makinesi çalışmıyor.
مكينة الثلج لا تعمل مكينة الثلج التي بجوار غرفتي لا تعمل

Doğum sırasında diğer kadının annesi yanlışlıkla benim odama geldi ve sohbet ettik.
.. عندما كنت في المخاض دخلت والدة المرأة الأخرى بالخطأ إلى غرفتي وتحدثنا

Sen benim odamda, o burada yatacak. Ben de onun odasında yatacağım.
أنتَ في غرفتي, أنا في غرفته و هو بالأسفل هنا