Biraz keder, biraz Öfke, Biraz inkar... | Open Subtitles | إنه من الطبيعي أن يكون البعض حزانى، والبعض غضبى |
Haklı olduğunu düşündüğüm Öfke aklımı hayali planlarla doldurmuştu. | Open Subtitles | غضبى الذى كان يشعل خطتى الحذقة و المروّعة لم يكن سوى وهماً |
Peder Merrin. Beni kızdırmaya başladın, Peder. | Open Subtitles | ،"أيها الأب "ميرين بدأت تثير غضبى ، أيها الأب |
Annem her zaman bana öfkem üzerinde çalışmam gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | أمى تخبرى دائماً انى احتاج أن اتحكم فى غضبى |
Galiba tüm öfkemi senden çıkardım. | Open Subtitles | لذا فأعتقد أن ذلك كان السبب فى صب جام غضبى عليك أنت |
Ne öfkemin, ne de sizi hor görmemin umurunuzda olmadığından eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أن غضبى لا يعنى شيئا بالنسبة لك , آنسة آن كاي ولا حتى إزدرائى |
Beni konferanstan alması gerekiyordu. Gelmedi. Ben de buna kızdım. | Open Subtitles | كان من المفروض أن يقلنى بعد المؤتمر لكنه لم يظهر مما أثار غضبى |
Blair'e olan öfkeme odaklanmak, her zaman istediğim şeyi tekrar kaybettiğimle yüzleşmek, korkmaktan daha kolay gelmişti. | Open Subtitles | لقد .. لقد كان من الاسهل ان أركز على غضبى من بلير اكثر من مواجهة احتمال الحصول على ما اردته دوما |
Volkan patlar patlamaz şu Donanma yeni yetmeleri Öfke ve nefretimin ne denli büyük olduğunu da öğrenecekler. | Open Subtitles | عندما يثور هذا البركان هؤلاء الصعاليك فى البحريه... سيعرفون حجم غضبى وكراهيتى. |
Sen bana Öfke kontrolü için yalvardın. | Open Subtitles | لقد توسلت الي لاحتوى غضبى |
Öfke sorunları mı? | Open Subtitles | مشاكل غضبى ؟ |
Öfke sorunları mı? | Open Subtitles | مشاكل غضبى ؟ |
Şimdi de beni kızdırmaya çalışıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | الآن تحاول أن تثير غضبى, أليس كذلك؟ |
- Beni kızdırmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | الان انت تريد فقط ان تثير غضبى |
Morris bugün başından pek çok şey geçtiğini biliyorum ama beni ciddi ciddi kızdırmaya başlıyorsun. | Open Subtitles | (موريس) أعرف أنك عانيت الكثير اليوم لكنك بدأت تثير غضبى حقاً |
Annem her zaman bana öfkem üzerinde çalışmam gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | أمى تخبرى دائماً انى احتاج أن اتحكم فى غضبى |
Bugün tüm öfkem; canım, eski babama odaklanacak. | Open Subtitles | جُلّ غضبى سيكون موجه لوالدي العزيز |
Ya benim kölem olursun, ya da öfkemi tadarsın ! | Open Subtitles | انا ساقوم بالمزايدة والا ستذوق غضبى |
Ama aynı zamanda beni özgür kılıyor çünkü sonunda öfkemi ve acımı haykıracak bir yer buldum. | Open Subtitles | لوضع آلامى عليه، كل غضبى أن أطلق سراحه |
Benim öfkemin nedeni, kıskançlık ve benim şüphem, benim sevgimden. | Open Subtitles | أن سبب غضبى وشكى هو حبى لك |
Şu anki öfkemin sebebi bu değil. | Open Subtitles | ليس هذا هو سبب غضبى الآن |
Onun babası olsaydın, onun eş amcasıydım, ve ona neden bu kadar kızdım ki, soktuğumun parası için mi? | Open Subtitles | ,لو كنت أنت أباه فأنا كنت عمه الهولندى و ماذا فعلت غير أننى اشتعل غضبى و تشاجرنا من أجل حفنة قذرة من المال؟ |
O halde Krusty öfkeme tanıklık edecek. | Open Subtitles | -إذن، فلسوف يحل غضبى على (كراستى )! |