HAL filmin sonunda ölürken o, bilgisayarların insana dönüştüğü zamana ilişkin olarak Bu şarkıyı söylemeye başlar. | TED | عندما كا هال يحتضر في نهاية الفيلم بدأ في غناء هذه الأغنية. كإحالة إلى حين تصير أجهزة الكمبيوتر بشرية. |
Bu şarkıyı birisine söylemenin sevişmekten daha samimi bir şey olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أن غناء هذه الأغنية لشخص ما حميمية أكتر بكثير من الجنس. |
Ben küçükken arabada sürekli Bu şarkıyı söylerdin ve beni her zaman güldürürdü. | Open Subtitles | أترى، عندما كنت صغيراً، كنت معتاداً على غناء هذه الأغنية إلي في السيارة طوال الوقت ولطالما جعلتني أبتسم. |
Bu şarkıyı okulda söyleyerek büyümüşsünüzdür. | Open Subtitles | لابد وأنكم تربيتم على غناء هذه الأغنية في المدرسة |
Müziğini layıkıyla yaptıktan sonra giremeyeceğin mekan yoktur. | Open Subtitles | قال لي "بني, إذا ما استطعت غناء هذه الأغنية "و فهمها, ليس هنالك مكان تذهب إليه |
Bu şarkıyı, bilsen kim söylerdi. | Open Subtitles | لو تعرف من اعتاد غناء هذه الأغنية. |
"I Did It My Way. " Ve aniden durur ve der ki: "Senin karşında Bu şarkıyı söyleyemem Frank." | Open Subtitles | ثم يتوقف ويقول " لا أستطيع غناء (هذه الأغنية أمامك", (فرانك |
Kimse Bu şarkıyı senden daha iyi söyleyemez. | Open Subtitles | غناء هذه الأغنية أفضل منك. |
- Mikey'yle Bu şarkıyı söylerdiniz eskiden. | Open Subtitles | - أنت و"مايكي" اعتدتم غناء هذه الأغنية |
Bu şarkıyı saatlerce söyleyebilirim! | Open Subtitles | بوسعي غناء هذه الأغنية لساعات |
Müziğini layıkıyla yaptıktan sonra giremeyeceğin mekan yoktur. | Open Subtitles | قال لي "بني, إذا ما استطعت غناء هذه الأغنية "و فهمها, ليس هنالك مكان تذهب إليه |