Belki de Zengin bir doktorla evlenirdim. Hiç çalışmak zorunda olmadan. | Open Subtitles | من المحتمل أن أتزوج من طبيب غنى, فلن أضطر الى العمل |
Yoksa benim gibi Zengin birinin ona rüşvet verdiğini mi söyleyeceksiniz? | Open Subtitles | او ستقول ان شخص غنى مثلى يمكن ان يرشى الطيار ؟ |
Bu senin gibi Zengin biri için çok da zor olmamalı. | Open Subtitles | انه لن يكون مشكلة لشخص ما من الواضح, غنى جداً مثلك |
"başka şarkı söyle, " hep bu hüzünlü şarkıyı söylüyorsun hayatta mutlu olmak için çok şey var. | Open Subtitles | غنى شئ آخر دائما تغنى تلك الأغنية الحزينة يوجد كثير فى الحياة لكى يبهجك |
Bu arada ben çok zenginim. Bu hayatınızda iyi hissetmenize sebep oluyo. | Open Subtitles | انا غنى جدا بالمناسبة انا اعرف ان هذا سيجعلك مرتاحة في حياتك |
Küba'ya git, zenginsin, diskoda bir kızla tanış, ona Zengin olduğunu söyle, seni sever, onunla evlenirsin, ama geri geldiğinde hâlâ ayda 2.000 Euro kazanıyor olacaksın ve her ikinizin de söyleyecek hiçbir şeyi olmayacak. | Open Subtitles | وتذهب الى كوبا.. وبهذا المال تعتبر هناك غنى تقابل فتاة ما بالديسكو وتخبرها بأنك ثرى |
Ve Zengin insanların daha Zengin olmasını sağlayarak büyük bir işletmeci olmakla meşguldü. | Open Subtitles | و كنت مشغولا جدا بكوني مديرا تنفيذيا مهما بمساعدة الأغنياء ان يزدادوا غنى |
Daha uzun yaşıyoruz, daha az acı çekiyor, daha çok öğreniyoruz, daha zekiyiz küçük zevklerin ve Zengin tecrübelerin kıymetini daha çok biliyoruz. | TED | نحن نعيش أطول، نعاني أقل، نتعلم أكثر، نصبح أذكى و نتمتع أكثر با الملذات الصغيرة وتجارب أكثر غنى |
Hayatları genellikle bizimkilerden madden daha fakir olmasına rağmen toplumsal açıdan daha Zengin. | TED | حياتهم الإجتماعية أكثر غنى من حياتنا، بالرغم من فقرها المادي. |
Evreni bugün olduğundan daha Zengin ve daha güzel hale getiririz. | TED | لنحول الكون إلى مكان أكثر غنى و جمالا مما هي عليه اليوم |
Çalışması gerekmeyen türden insanlar kadar Zengin değilim. | TED | لست بقدر غنى الأشخاص الغير مضطرين للعمل. |
Zengin babanın şımarık veledi. Sence bir şeyi elde etmenin tek yolu onu satın almak. | Open Subtitles | لأنك البنت المدللة التافهة لأب غنى كل ما تودين الحصول عليه تشتريه بأموالك |
"Home on the Range" gibi sağlam bir şarkı söyle. | Open Subtitles | غنى شيئاً معتمداً مثل "البيت على النطاق " |
Senin utangaçlığının ve onun gülümsemesinin hatırına şarkı söyle. Rajesh, lütfen kayınpederine söyle. | Open Subtitles | غنى شيئاً لأجل خجلك وإبتسامتها |
- Hayır, çalışmaya çalışıyorum. - Hadi şarkı söyle. Kesin sesinizi! | Open Subtitles | لا، علىّ أن أعمل هيا غنى,اصمتوا |
Yakışıklı ve zenginim, ve daha da ötesi, sizi seviyorum. | Open Subtitles | ايتها الاميرة. انا غنى و وسيم.. واحبك كثيراً. |
zenginsin, yakışıklısın, Amerika'da eğitim aldın dahi bir yönetmensin, çok da güzel bir eşin var! | Open Subtitles | انته غنى ... وسيم .. تعلمت فى أمريكا |
Etrafındaki herkes zenginleşiyor. | Open Subtitles | الجميع حوله يزدادون غنى. |
İhtiyacım yok buna benim. Kocamın üç işi var be! | Open Subtitles | أنا في غنى عن هذا يشغل زوجي ثلاث وظائف |
Ada hayvan hayatı açısından da en zengini gerçekten de bazı göz alıcı sakinleri vardır | Open Subtitles | و الجزيرة الأكثر غنى بالحياة الحيوانية بوجود بعض الحيوانات التي فعلاً تخطف الأبصار |
Villette zengindi... ..ama artık parayı alamam. | Open Subtitles | فاليت كان غنى ولكن الان لا يمكننى الاحتفاظ بالمال |
Varlıklı bir toprak sahibi... İngiltere'de eğitim görmüş, iyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | ،هو رجل غنى من مُلاك الأراضى تعلم فى "إنجلترا" , لديه عائلة ممتازة |
Madem bu kadar zenginsiniz, onbaşım, eyvallah. | Open Subtitles | حسنا ، اننى اراك انك رجل غنى كوربورال ، نعم |
Mezuniyet balomda şarkı söyledi, beraber geldiğim kız, sahneye kilodunu fırlattı. | Open Subtitles | لقد غنى في حفلي الراقص الكبير رمت خليلتي ملابسها الداخلية على المسرح |