| Yönetiminiz altındaki bölgedeki isyan hareketleri kabul edilemez düzeylere ulaştı, Binbaşı. | Open Subtitles | نشاط التمرد فى نقطتك المسئولة وصل لمستويات غير مقبولة أيها الماجور |
| Katı kuralları uygulama yetkisi bana verilmedikçe teklifleriniz benim için kabul edilemez. | Open Subtitles | مالم يكن لدي سلطة لفرض أمر صارم.. فإن خططك غير مقبولة لدي.. |
| Ben bilhassa eski teknolojilerin iyi çalışmadığı ya da kabul edilemez hale geldşği durumlarda (onlardan) yanayım. | TED | أنا أؤيد استخدام الهندسة الوراثية خاصةً عندما لا تعمل التكنولوجيا القديمة أو عندما تصبح غير مقبولة. |
| O zaman neden onaylandıktan sonra nüfusun yarısında kabul edilemez yan etkilerle karşılaşıyoruz? | TED | فلماذا نحن نكتشف آثارا جانبية غير مقبولة على نصف السكان بعد أن تم إنجاز المهمة حتى النهاية؟ |
| Yine de haftada iki pound gibi önemsiz bir artışı tamamen kabul edilemez buluyorum. | Open Subtitles | على كل حال، أنا أعتبر زيادة بمقدار باوندين أسبوعيا غير مقبولة تماما |
| Tanık olmadan, Bay Stokes'un devriye arabasında yaptığı hakkındaki beyanatlar kanıt olarak kabul edilemez. | Open Subtitles | بدون الشاهد، الافادة التي قدمها السيد ستوكس خلال القبض عليه غير مقبولة |
| Yüksek öğretim veren kurumlar kabul edilemez hedefler. Oralarda çok fazla potansiyel destek var. | Open Subtitles | معاهد التعليم العالي أهداف غير مقبولة دعم محتمل كبير هناك |
| Bir, bu tip davranışlar görmezden gelinmez. İki, bu kabul edilemez. Üç, buna kesinlikle tahammül etmeyeceksin. | Open Subtitles | أولاً أن تصرفاته ليست معقولة و ثانياً غير مقبولة و ثالثاً أنه ليس كافياً لتعذيبك |
| Zihinsel hatalar kabul edilemez. Anladın mı? | Open Subtitles | الأخطاء الذهنية غير مقبولة هل فهمت ذلك ؟ |
| Doğacak torunumu kaybetme düşüncesi kesinlikle kabul edilemez. | Open Subtitles | إمكانية فقداني لحفيدي المستقبلي غير مقبولة على الإطلاق |
| ...onlara bu enfeksiyon oranlarının ne kadar tehlikeli ve kabul edilemez olduğunu anlattım. | Open Subtitles | لقد أخبرتهم أن معدلات العدوى تلك كم هي خطيرة و غير مقبولة |
| Biz C.I.A. değiliz Hiç bir kayıp kabul edilemez. | Open Subtitles | نحن لسنا من المخابرات المركزية الخسارة غير مقبولة |
| O tamamen farklı bir dava ve burada kabul edilemez. | Open Subtitles | لقد كانت قضية مختلفة و هي غير مقبولة هنا |
| Bu kesinlikle kabul edilemez, bunların bir ay önce süresi doldu. | Open Subtitles | ،إنها غير مقبولة تماماً .إنها مواعيد نافذة من الشهر الماضي |
| kabul edilemez hükmü verdiğiniz kanıtı göresiniz diye. | Open Subtitles | طريقةٌ لكِ لتشاهدي أدلّة قد حكمتٍ عليها مُسبقًا بأنّها غير مقبولة. |
| Hakim Hernandez, günlüğün mevcut yazarı olmadan günlüğün ifadesinin kabul edilemez olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | القاضي هيرنانديز حكم بإنه من دون حضور المؤلفة لذلك بما ان المتهم نفسه يقول المفكرة غير مقبولة |
| Bu söylenti ifadelerin kabul edilemez olduğunu şimdi tartışmaya yetkisi olmamalı çünkü davalarına zarar veriyorlar. | Open Subtitles | ولا يجب السماح لها الآن بالمجادلة في هذه التصريحات الإشاعية على أنها غير مقبولة لأنها تؤذي قضيتها هي |
| Bu hayvanları tüketmeyi sosyal hayatta kabul edilemez hale getirmeliyiz. | Open Subtitles | لدينا لجعلها غير مقبولة اجتماعيا تستهلك هذه الحيوانات. |
| Yalan testi geçerli kanıt olarak kabul edilmez. | Open Subtitles | فحوصات جهاز الكشف عن الكذب لم تثبت مصداقيتها بشكل كافٍ. وهي غير مقبولة في المحكمة. |
| - İstifa ediyorum. - İstifan kabul edilmedi. | Open Subtitles | ـ انا مستقيل ـ إستقالتك غير مقبولة |
| Claudia, S Müdürlüğü'nün en tecrübeli müfettişiydi ama siz onunla çalışmayı kabul etmediniz. | Open Subtitles | كلوديا) كانت أفضل عميلة) "في المنظمة "س ووجدتها غير مقبولة |