Geri dönmeyip ne yapacağız peki? | Open Subtitles | فإذا لم نُعد، فماذا عسانا نفعل؟ |
Geri dönmeyip ne yapacağız peki? | Open Subtitles | فإذا لم نُعد، فماذا عسانا نفعل؟ |
eğer açık yerleriniz yoksa, oraya gidip yer açmalısınız. | TED | فإذا لم يكن لديك مساحات مفتوحة ، فيجب عليك ان تذهب الى هناك وتفتح مساحات. |
eğer insanların AIDS'ten sakınmaları için onları teşvik eden yeterince sebep yoksa --hastalık hakkındaki herşeyi bilseler bile-- davranışlarını değiştirmeyebilirler. | TED | فإذا لم يكن لدى الناس حافز لتجنب الإيدز حتى و إن كانوا على علم بكل مايخص هذا المرض فقد يظل سلوكهم كما هو |
eğer varoluş ve ölümlü olduğumuz gerçeği moralinizi bozmuyorsa bile, mevcut cenaze işlerimiz durumu bozacaktır. | TED | فإذا لم يكن الوجود وحقيقة فنائنا مصدر إحباطٍ لكم، فإنَّ حالنا الراهن فيما يخص ممارسات الجنائز كفيل بذلك. |
Çünkü eğer kızlık zarı seks sırasında hiçbir zarar görmediyse, o zaman ne görmeyi bekliyorduk? | TED | فإذا لم يتضرر غشاء بكارتها خلال الممارسة الجنسية، فما الذي كنا ننتظره؟ |
eğer günü ve saati söylemeselerdi bakıcısıyla dışarı çıktığı bir gün, çocuğu bir motosiklete atıp kaçırmak kadar kolay bir şey olamazdı. | Open Subtitles | فإذا لم يقم بتحديد الوقت و التاريخ فهذا سيجعل فرصة خطف الطفل أسهل ربما في يوم ما عندما يكون مع مربيته |
eğer az çalmıyorsa, çok çalıyordur. | Open Subtitles | فإذا لم يكن يسرق القليل فإنّه يسرق الكثير.. |
eğer biri bunu doğru yapmazsa partneri onu rahatça yiyebilir. | Open Subtitles | فإذا لم تقم أحدها بأدائها بشكل صحيح فإن شريكه سيقوم بأكله |
Binaya yakın yere çarpmış, yani, eğer çatıdan düşmediyse... bir odadan düşmüş olmalı. | Open Subtitles | حسنًا، الجسم هبط قريبًا من المبنى فإذا لم تكن جاءت من السطح فلابد أنها خرجت من غرفةٍ ما |
eğer hikâye iyi olmasaydı, bunu yapıyor olmazdın. | Open Subtitles | فإذا لم تكن خبطة إخبارية حقاً لما أقدمت على العمل معه بها |
eğer kızın aklından zoru olmasa, neden çayın içine zehir koysun? | Open Subtitles | فإذا لم تكن مجنونة فلماذا خلطت السم بالشاي؟ |