Hatta şimdi bu dizi henüz yayımlanmadı, bu yüzden bunu ilk siz izleyeceksiniz. | TED | و بما أن السلسلة لم تُبث حتى الآن, فإنكم ستكونون أول من يشاهد هذا. |
Bombalamaya başlarsak siz de karşılık vereceksiniz. | Open Subtitles | وإذا ما بدأنا بالقصف، فإنكم ستردون العدوان. |
Bu Noel sabahı değil ve siz de kafeinle dolu değilsiniz. | Open Subtitles | هذه ليست صباحية عيد الكريسماس فإنكم ستشربون الكثير من الكافيين |
siz, çörek yiyen orospu çocukları, şehirdeki tüm kapıları çalardınız. | Open Subtitles | فإنكم أيها الأوغاد المتلونون ستطرقون كل باب بهذه المدينة |
Buna bulaşacağımı sanıyorsanız, kafayı yemişsiniz siz. | Open Subtitles | إن كنتم تظنون بأنني سأعقّب على ذلك فإنكم مجانين |
Bunun üstünde çalışıyorsanız onu siz yapmayacaksınız. | Open Subtitles | و إن كنتم تعملون على مثل هكذا قضايا خيرية فإنكم لن تدفعوها لهم |
Örneğin mezuniyet kepine baktığınızda bunun sadece siz diplomanızı alırken başınıza taktığınız bir aksesuarı temsil etmediğini biliyorsunuz, tüm üniversite konseptini temsil ediyor. | TED | ولكن عندما تنظرون إلى قبعة الكلية مثلًا، فإنكم تعلمون أنها لا تمثل ما ترتدونه على رؤوسكم عندما تستلمون شهادة الدبلوم، بل فكرة الكلية بأكملها. |
Dolayısıyla siz saygıdeğer hakimler, bu karşınızda oturan hakimleri yargılamak için burada bulunuyorsunuz. | Open Subtitles | ولهذا، يا حضرات القضاة فإنكم كقضاة تتبوأون مقعد القضاء لتصدروا حكمكم... على قضاة في قفص الإتهام |
Belki siz cevaplayabilirsiniz. Benden daha zekisiniz. | Open Subtitles | إن أستطعتم الإجابة عن هذا السؤال فإنكم أذكي مني... |
Biliyorum ki siz Başkan Royce'la ve Meclis Üyesi Gray'le görüştünüz. | Open Subtitles | وكما فهمت فإنكم سبق وسمعتم (كُلاّ من المحافظ (رويس (والنائب (غراي |
Yoksa siz ve aileniz ölürsünüz. | Open Subtitles | و إلا فإنكم و أباءكم |