ويكيبيديا

    "فاضطررت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorunda kaldım
        
    • gerekti
        
    Arabadan inmek zorunda kaldım ve bir kilometre boyunca topuklu ayakkabıyla yürüdüm. Open Subtitles لذا فاضطررت للخروج من السيارة و السير بالكعب العالي لأكثر من ميل
    Külotlu çorabını keserek çıkarmak zorunda kaldım. Open Subtitles فاضطررت ان اقطع جواربه التحتانيه النسائية منه ميلادا مجيد لكم جميعا؟
    Dönme dolaba bindim. Midem bulandı ve oturmak zorunda kaldım. Open Subtitles رفعت كؤوس الشاي ، ثم شعرت بالدوار فاضطررت للجلوس
    Geri götürmem lazım. Arabam olmadığı için feribotla gitmem gerekti. Open Subtitles كان يجب علي أن أوصلها ليس لدي سيارة ، فاضطررت أن أركب العبارة
    Yaprak üfleyici bozuldu, kaynanamı elimle kurutmam gerekti. Open Subtitles مجفف أوراق النباتات قد تعطّل,لذا فاضطررت أن أجفف يد والدة زوجي بنفسي
    Buzdolabı bozuldu bu yüzden de her şeyi yemek zorunda kaldım. Open Subtitles البراد معطّل فاضطررت إلى تناول كل ما فيه
    Senin peşinden koştum ama sonra doktorlardan biri bana "Kaç!" deyince gitmek zorunda kaldım. Open Subtitles وعدوتُ خلفك وبعد ذلك أفزعني أحد الأطباء لإبعادي فاضطررت أن أبتعد
    Mermileri nereye sakladığını bulamadım, o yüzden gidip satın almak zorunda kaldım. Open Subtitles أعرف أنك تحتفظ بالرصاصات مخبأة فاضطررت أن أشتري
    Biraz saldırganlaştı. Şok tabancası kullanmak zorunda kaldım. Open Subtitles وحاول المقاومة ، فاضطررت لإستخدام الصاعق
    Evet, ama ilk önce genelde şuraya gider ve sarışın garsonun elbisesini indirirsin. Çığlık attı, tokatlamak zorunda kaldım. Open Subtitles وسحب النادلة الشقراء من شعرها انها تصرخ فاضطررت لضربها
    Hareketlerin öylesine tahmin edilebilir ki ağabeyinle anlaşma yapmak zorunda kaldım. Kendisini de hiç sevmem. Open Subtitles أنّ تصرّفاتك متوقّعة جدًّا، فاضطررت للتحالف مع أخيك الذي لا أطيقه
    "Ellerini sağ sola sallıyordu -- Eğilmek zorunda kaldım çünkü elleri bana çarpıyordu." TED "لوّحوا بأيديهم في كل ناحية فاضطررت إلى أن أتفادها، لأنها كادت أن تصطدم بي".
    Arabam bozuldu. Çektirmek zorunda kaldım. Open Subtitles تعطلت سيارتي فاضطررت إلى قطرها.
    Yani işler biraz kızıştı ve ben de bir uçuş yasasını devreye sokmak zorunda kaldım. Open Subtitles الوضع تفاقم... فاضطررت لتطبيق قانون السماء
    Gerçekten genç yaşta evin erkeği olmak zorunda kaldım. Open Subtitles فاضطررت ان اصبح رجل المنزل في سن مبكره
    - Oturmak zorunda kaldım. Open Subtitles فاضطررت إلى الجلوس
    Çar'ın huzurunda sarayda dans ettiğimde göz yaşları yerleri yıkadı.Sonraki numaramı galoşla yapmam gerekti. Open Subtitles عندما رقصت في القصر الامبراطوري ... أمام القيصر بكي انهمرت الدموع علي الأرض ، فاضطررت لأداء الفقرة التالية بحذاء كاوتش
    Acıkmıştı, o yüzden gitmemiz gerekti. Floransa'yla ilgili bir şeyler söylemiştiniz. Open Subtitles كان يشعر بالجوع، فاضطررت ...للخروج لإطعامه، لقد تحدثت عن
    Peşinden adamlarımı göndermem gerekti. Open Subtitles فاضطررت لإرسال رجالي لملاحقته.
    Pesinden adamlarimi gondermem gerekti. Open Subtitles فاضطررت لإرسال رجالي لملاحقته.
    Ayrılmam gerekti. Open Subtitles فاضطررت للرحيل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد