ويكيبيديا

    "فترات طويلة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • uzun
        
    Aslında büyük fikirler genelde bu şekilde ortaya çıkar; yavaş yavaş, uzun bir zaman içinde görünür hale gelirler. TED وهذا هو في الواقع النّحو الذي تظهر عليه الأفكار العظيمة في كثير من الأحيان؛ إنها تتلاشى على مدى فترات طويلة من الزمن.
    Onun suçlamaları sayesinde çoğu mafya mensubu uzun süre hapis cezaları almıştır. Open Subtitles معظم أعضاء المافيا المتهمين من قِبلها يمضون فترات طويلة من السجن
    Patric Edelstein aylığını erteliyor, ...ve elimizde hâlâ henüz ücreti ödenmeyen uzun dönemli davalar var. Open Subtitles ولدينا دعاوى تحتاج إلى فترات طويلة لتدر علينا المال يمكنني أن أؤمن لكِ قسماًً
    Çok uzun süren bir psikoza girdim ve saldırı toplum içinde seks ve sinagogdaki her kapı koluna penisimi sürmek gibi işlere bulaşmışım. Open Subtitles ذهبت على فترات طويلة من ضمنها الإعتداء والإهانه العامة وعلى ما يبدو لمسة على خصيتيّ
    uzun zaman su altında kalmış yüzeylerden bile parmak izi çıkarabilir. Open Subtitles لذلك هذا يمكن استرداد أي بصمات على قيد الحياة، حتى بعد فترات طويلة الغمر في الماء.
    Kamyonculuk endüstrisiyle bağlantılı ya da yolda uzun süreler geçiren veliler ya da koruyucuların olduğu davalara bakın. Open Subtitles ركز على الحالات التي يكون فيها الوالدين أو الوصي متصل بمجال النقل بالشاحنات أو من قضوا فترات طويلة بالسفر على الطريق
    Daha çok çaba, daha fazla strateji, daha uzun uğraş süreleri ve çok zor sorularla karşılaştıklarında daha çok azim gösterdiklerini gördük. TED و حصلنا على مجهود اكثر، استراتيجيات اكثر، اشتراك اكثر على مدى فترات طويلة من الوقت، و مثابرة أكبر عندما يواجهون مسائل صعبة جدا جدا.
    Vietnam'da görev yapmışsanız ve kardeşiniz şizofrense, uzun dönemli TSSB'ye yakalanmanız oldukça yüksektir. TED إن كنت قد خدمت في حرب فيتنام ولديك أخ يعاني من إنفصام الشخصية ففرصتك كبيرة لكي تعاني من فترات طويلة من إضطرابات مابعد الصدمة نتيجة للحرب.
    Tip 1, aşırı yükselmelerin yanı sıra aşırı çöküntüler yaşarken; Tip 2, uzun süreli depresyon ile harmanlanan daha kısa süreli ve az şiddetli neşe hâlinde olur. TED للنوع الأول فترات ذروة قصوى إضافةً إلى فترات الهبوط بينما يشمل النوع الثاني فترات أقصر وأقل حدة من الابتهاج تتخللها فترات طويلة من الاكتئاب.
    Yani konektom bir tür akarsu yatağıdır. Ama metafor bundan daha zengindir. Çünkü akarsu yatağı uzun süre boyunca suyun akışını yönlendirir ama su da akarsu yatağını yeniden şekillendirir. TED إذن فالشبكة العصبية هي كمجرى التيار. و لكن هذا الصورة المجازية هي أعمق من ذلك. صحيحٌ أن مجرى التيار يحدد مسار تيار المياه، و لكن بعد فترات طويلة من الزمن تعيد المياه تشكيل مجرى التيار.
    Hastaların çoğu uzun dönemli hastalar. Open Subtitles اغلب المرضى هم مرضى من فترات طويلة
    İki saat. uzun bir sessizlik oldu. Open Subtitles ساعتان، تخللها فترات طويلة هادئة
    Diğer taraftan, o çocuklar eğer siyahi ise uzaklaştırılmaya dört kat daha yakınlar, koruyucu bakımda daha uzun zaman geçiriyorlar ve onlar için uzun süreli koruyucu bakım merkezi bulmak daha zor. TED لكن من ناحية أخرى، إذا امتلك هؤلاء الأطفال بشرة داكنة، فإن احتمالية أخذهم من عائلاتهم تفوق أقرانهم البيض ب 4 مرات، بالإضافة إلى أنهم يقضون فترات طويلة في دور الرعاية، عدا أنه من الصعب إيجاد مأوى مستقر لهم.
    Il Mostro'nun hiç saldırmadığı uzun dönemler olmuştu. Open Subtitles (كانت ثمة فترات طويلة عندما كان (الوحش لا يضرب مطلقاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد