ويكيبيديا

    "فحسب أنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ki
        
    • sadece
        
    Pekala, düşündüm ki, bunu yaparsam, zamanla buna alışırdın, ve beni terketmezdin. Open Subtitles حسناً، لقد فكّرت فحسب أنه ، بمرور الوقت ، ستعتادين على هذا وربما حينها لن تتركينني
    Biliyorum ki, birlikte hareket edersek bu küçük kız konusunda doğru olanı yapacağız. Open Subtitles أعلم فحسب أنه لو تعاونا كلنا سنفعل الصواب بتلك الفتاة الصغيره
    Düşündüm ki, ...yaratım sürecinde yaptıklarınıza göz atıp, ...fikirlerini paylaşarak, ...ikimize de yardımcı olabilir. Open Subtitles ظننت فحسب أنه سيساعدك ويساعدني إن ألقى نظرة على بعض أعمالك، حتى لو في مراحلة الإنشائية، حتى يأخذ فكرة عنها.
    Yani, onun rotadan çıkacağını sadece bilmekle kalmıyor, nasıl olacağını da biliyorsunuz. TED حيث أنك لا تعرف فحسب أنه يسير خارج المسار, تعرف كيف
    Ben sadece benim özel meselelerimin ailemizi üzmesini ve yük olmasını istemedim. Open Subtitles شعرتُ فحسب أنه لا يجدر بي أن أسمح لعلاقاتي الشخصية بأن تكون مصدرّ قلق على العائلة و بالتالي تصبح عبء
    Çünkü... bende onlar gibi olmak istemişimdir. sadece yapamayacağımı düşünmüştüm. Open Subtitles نوعاً ما أردت أن أكون مشجعاً أيضاً لم أعتقد فحسب أنه يمكنني القيام بهذا
    Ve 99.9% öyleler de. Sorun şu ki... Open Subtitles وأكثر من 99 بالمائة من الوقت هم كذلك الامر فحسب أنه
    sadece diyorum ki, işler yolunda gitmezse tüm ağır işler bize kalabilir. Open Subtitles انظر ، أنا أقول فحسب أنه لو اتضح أننا نقوم بالأعمال الشاقة من أجله
    Öyle nazik ki. Open Subtitles ذلك حزين جداً فحسب أنه لطيف جداً
    Diyorum ki, onu kaybetmen kötü olmuş. Open Subtitles أقول فحسب أنه لمن المؤسف أنكِ أضعتيه
    Ve düşündüm ki, hayatımıza devam etmeyi başarabilirsek bir şekilde ilerleyebilirsek, önünde sonunda her şey yoluna girecekti. Open Subtitles وارتأيت لو أمكننا ...المضي قدمًا فحسب أنه لو أمكننا المضي قدمًا .سيتحسن كل شيء بالنهاية
    Bana sadece şehir merkezine ineceğini söylemişti ve biliyorum ki otoban trafiğini sevmez yani eminim Olympic'ten gidiyordu. Open Subtitles لقد أخبرني فحسب أنه متوجه إلى وسط المدينة و أنا أعلم أنه يكره زحمة المرور لهذا أنا موقن أنه سلك شارع "اولمبيك"
    Ben umuyordum ki, belki sen... Open Subtitles كنتُ آمل فحسب أنه ربما بوسعك...
    sadece Başkan ile ilk konuşan olmamasından emin olmam gerek. Open Subtitles عليّ أن أحرص فحسب أنه لن يقابل الرئيس أولاً
    Şaka yapıyorum. sadece sıcak çikolata. Open Subtitles أنا أمزّح فحسب , أنه شراب شوكولاته ساخنه
    sadece tuhaf bir samimiyet durumu olduğunu söylüyorum, değil mi? Open Subtitles كنت أقول فحسب أنه سيكون نوع من السيناريو الحميمي الغريب, أليس كذلك؟
    sadece, M.J. saha önce hiçbir şey kazanamadı. Open Subtitles إنما الأمر فحسب أنه لم يربح شيئاً من قبل
    sadece her şey yoluna girdiği için mutluyum. - İkimiz için de. Open Subtitles الأمر فحسب أنه يسعدني أن الأوضاع انصلحت لكلينا
    Süvariyi sadece öldürmek istemiyor, onun gücünü de almak istiyor. Open Subtitles أنه لا يريد قتل الفارس فحسب أنه يريد أن يسرق قواه
    Hayır, sadece kaç. Buraya benim için geldi, senin için değil. Open Subtitles الآن، أجري فحسب أنه هنا من أجلي ليس من أجلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد