Gizli görevi bir ay aldı ama sonunda Franzine ve yeni çetesiyle tanışma fırsatını buldu. | Open Subtitles | عمل شهراً مع الشّرطة السريّة، وحصل أخيراً على لقاء مع جماعة (فرانزين) |
Bir federal ajanı öldürmenin cezası idamdır ve eğer öyle olursa, Franzine ve çetesini bulabilmek için bu şehri darmadağın edeceğim. | Open Subtitles | قتل عميل فدراليّ عقوبتها الإعدام وسأقلب هذه المدينة رأساً على عقب لأتيقّن من معاقبة (فرانزين) وجماعته |
Franzine'in burada, Los Angeles'ta bir şeyler planladığı söylentisini yakaladı. | Open Subtitles | طرق الى سمعه بأنّ (فرانزين) يعدّ مهمّة هنا في (لوس أنجلوس) |
Dean'i bul, Franzine'in planını öğren. | Open Subtitles | جد (دين)، وإعلم ما الذي يخطّط له (فرانزين) |
Ben de kitap kulübünde Jonathan Franzen'in eserlerinin irdeliyor oludum. | Open Subtitles | نعم, وأنا كنت سأكون في نادي (الكتاب لأحلل (جوناثان فرانزين |
Sana bir şey söyleyeceğim, dostum. Franzine'e katılmak için öyle bir özgeçmiş falan gönderemezsin. | Open Subtitles | دعني أخبرك شيئاً، أنت لا ترسل فحسب واجبك المدرسيّ لـ(فرانزين) |
Senin gibi işin içine kısa süreli giren biri Franzine gibi birini soruyorsa ya aptaldır ya da başka bir şeydir. | Open Subtitles | لذا، عندما يسأل مبتدئ مثلك السؤال في الأنحاء عن شخص كـ(فرانزين) فإما أنه أحمق |
Onunla sadece tek bir iş yaptım ve o da Franzine'in şehre geldiğindeydi. | Open Subtitles | المرّة الوحيدة التي أقوم بعمل له هي حين وجود (فرانزين) بالبلدة |
Eğer anlaşmayı kestiğini veya bana tuzak kurmaya çalıştığını duyarsam sokaklardaki herkesin Franzine'i ispiyonladığını öğrenmesini sağlarım. | Open Subtitles | إن طرق لمسمعي أنك حاولت إبرام صفقة بشأني أو حاولت تتبّعي سأجعل الجميع يعلم أنك من وشى ب(فرانزين) |
Franzine'in bunu öğrenmesinden daha uzun sürecektir. | Open Subtitles | لمدّة أطول من التي سيأخدها (فرانزين) ليعرف هذا |
Ya Franzine, Volk'un kasasının içindekini istiyorsa ama Volk çıkarmayı planlamıyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أن (فرانزين) أراد ما بداخل خزانة (فولك) ولكن (فولك) لا يخطّط لإظهارها؟ |
Franzine'in onu kasadan çalması gerekecek. | Open Subtitles | كان على (فرانزين) أن يسرقها من صندوق وديعته الآمن |
Kasadan çıktılar. Franzine, Volk'u aldı. | Open Subtitles | لقد غادروا القبو، (فرانزين) إصطحب (فولك) |
Bu hiçbir zaman Franzine'le ilgili değildi, değil mi? | Open Subtitles | لم يتعلّق الأمر مطلقاً بـ(فرانزين)، صحيح؟ |
Dean Bendis'in Franzine'in çetesinden biri olduğunu düşündük. | Open Subtitles | ظننّا أنّ (دين بيندس) جزء من جماعة (فرانزين) |
Konuşmuyor, Bay Franzine. | Open Subtitles | إنّه لا يرغب بالحديث، سيّد (فرانزين) |
Robert Franzine ismi tanıdık geliyor mu? | Open Subtitles | هل تعرف شخصاً يُدعى (روبرت فرانزين)؟ |
Franzine her zaman aynı çeteyle dolaşmayı sevmez. | Open Subtitles | (فرانزين) لا يحبّ السّفر مع نفس الجماعة |
- Jonathan Franzen'in kitabını bitiriyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ على وشك أن أنهي "كتاب "جوناثان فرانزين |
"O kadar kötü ki, önce güldüm sonra ağladım"... Jonathan Franzen... | Open Subtitles | " فظيعٌ لدرجة أضحكتني ثم أبكتني " ( جوناثان فرانزين ) |
Franzen, Kellerman, Livingston Seagull. | Open Subtitles | "فرانزين" "كيليرمان" "النورس ليفينغستون" |