Annelerin hepsi Çin'de yaşarken büyük zorluklar yaşamışlar ve çocuklarına Amerika'da daha iyi fırsatlar verebilmek için usanmadan çalışmışlar. | TED | جميع الأمهات مررن بتجارب صعبة أثناء عيشهن في الصين، وقد عملن بلا كلل لمنح أطفالهن فرصاً أفضل في أمريكا، |
İstemekten nefret ediyorum ama böyle fırsatlar her zaman olmuyor. | Open Subtitles | أكره أن أسألك ولكن لا أجد فرصاً كهذه في العادة |
Hepimiz bu anlayışa sahip olursak harekete geçmek için yeni fırsatlar doğacak. | TED | وعندما نبدأ في فهم الاساسيات .. فإن فرصاً جديدة للحل لابد وان تظهر لنا |
Bira başkasının alması gereken bir sürü şansı yok ettiğimi biliyorum | Open Subtitles | ومع ذلك عرفت أني أخفقت فرصاً قد لا تأتي لأحد |
Yaz mevsiminde buzların erimesi milyonlarca canlıya yaşama şansı veriyor. | Open Subtitles | ذوبان الصيف يعطي فرصاً لملايين الحيوانات |
Ben Jimmy gibi şansımı zorlamam. | Open Subtitles | لن آخذ فرصاً مثل جيمي |
Ama bu fırsatlar sadece birkaç tanedir. | Open Subtitles | ليست فرصاً كثيرة ولكن قليلة ، قليلة بنىّ |
Senin gibi yetenekli insanları bulurum ve onlara fırsatlar öneririm. | Open Subtitles | أجدُ أناساً موهبين مثلكِ و أعرضُ عليهم فرصاً |
Kalbimin sevgi dolu diyarından geliyorum ve biliyorum ki o sevgi yeni fırsatlar yaratacak. | Open Subtitles | ،أتيت بكل الحب في قلبي وأعلم أن الحب سيخلق فرصاً جديدة |
Tüm bu yeni teknolojiler otizmli bireylere etki edebilmemiz için bize muazzam fırsatlar sunuyor, ama hâlâ önümüzde uzun bir yol var. | TED | كل هذه الوسائل التكنولوجية الحديثة تقدم فرصاً هائلة لنا كي نكون قادرين على التأثير على الأفراد المصابين بالتوحد، و لكن ما زال لدينا طريق طويل لنسلكه. |
Ama kitlesel yok oluşlar fırsatlar oluşturur. | TED | لكن فتحت الانقراضات الجماعية فرصاً. |
Bunun olması için fırsatlar bile yaratmışlardı. | Open Subtitles | -قبل 3 أيام" " -لقد خلقوا فرصاً حتى يحدث هذا |
Çünkü bu iş ona başka ilginç fırsatlar tanıyor. | Open Subtitles | لأنها تمنحه فرصاً للمتعه |
Daha başarılı olanların daha fazla şansı oluyor. | Open Subtitles | وأولئكَ الذين أدّوا آداءً أفضل ينالون فرصاً أكثر. |
Çünkü bensiz daha fazla şansı olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لأنّني كنتُ أعلم أنّ له فرصاً أفضل بدوني. |
Sence kimin daha fazla şansı var? | Open Subtitles | والآن، من يملك فرصاً أفضل للقتال؟ |
Ben Jimmy gibi şansımı zorlamam. | Open Subtitles | لن آخذ فرصاً مثل جيمي |