Hayatta kalmak için tek şansın, bize bildiklerini söylemen. | Open Subtitles | فرصتكِ الوحيدة للنجاة عي أن تخبرينا بما تعرفين. |
Bu gerçek anlamda bana bir yetişkin gibi davranmak için son şansın olabilir. | Open Subtitles | قد تكون هذه حرفياً فرصتكِ الأخيرة لمعاملتي كراشدة |
Bu mezun olmadan önce onu görmek için tek şansın olabilir. | Open Subtitles | ربما ستكون فرصتكِ الأخيرة لرؤيتها قبل تخرّجكِ. |
Bence çıkıp herkese yanıldığını göstermen için bir fırsat bu. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه فرصتكِ للخروج والإثبات أن الجميع مخطىء |
Bu hatanızı telâfi etmek için bir şans, dedektif. | Open Subtitles | هذه فرصتكِ لتخليص نفسكِ أيّتها العميلة، لإثبات أنّكِ شرطيّة صالحة، |
İki hafta önce bana Steve ile birlikte olma şansını kaçırdığın o ana dönebilsen dönmek isteyeceğini ve onu bırakmayacağını düşündüğünü söylemiştin. | Open Subtitles | منذ أسبوعين قلت لي أنّكِ تتسائلين إن كنتِ قد أضعتِ فرصتكِ مع ستيف وأردتِ العودة لتلك اللحظة |
Benimle görüşebilmek için ne kadar çok çalıştığını biliyorum ama sen ailenle birlikte olmak adına bu şansı elinin tersiyle itiverdin. | Open Subtitles | أعرف كيف اجتهدتى لتحصلى على فرصتكِ معى, ولكنّكِ أدرتِ ظهركِ لها لتكونى مع عائلتك |
Evet, alındın. şansın vardı ama içine ettin. Ona karşı objektif olamıyorsun. | Open Subtitles | أجل ، قدّ آلت إليكِ فرصتكِ ، لكنكِ ضيّعتيها، أنتِ قريبة جداً من الوضع ، لتراقبيه جليّاً. |
Onu öğrenmek için bu da senin şansın. Bilinçaltına saldırmak. | Open Subtitles | حسنٌ، هذه هي فرصتكِ لإكتشاف تلك الأسرار، بدخولكِ إلى لاوعيّها! |
Resmi tekrar görmek istiyorsan, tek şansın benim. | Open Subtitles | إن أردتِ رؤية اللوحات مجدداً، فأنا فرصتكِ المُثلى |
Faşist rejim başlamadan önce eğlence için son şansın. | Open Subtitles | هذه فرصتكِ الأخيرة لتستمتعي قبل ان تجلسي بنظام فاشي صارم |
Tamam bu son şansın. Bütün bunların hepsi çok ucuza senin olabilir. | Open Subtitles | حسنٌ، فرصتكِ الأخيرة، كلّ ما هنا قد يغدو ملكك بثمن زهيد. |
İçindeki gerçek kadını yok etme. Bu son şansın olabilir. | Open Subtitles | لا تخنقي ذاتكِ الحقيقي، هذه ربما تكون فرصتكِ الأخيرة. |
İşte bu senin ona yanlış olduğunu göstermek için bir şansın. | Open Subtitles | حسناً , ربما هذه فرصتكِ لتثبتي أنها علي خطأ |
Tamam, bu son şansın. Hazır mısın? | Open Subtitles | حسناً , هذه فرصتكِ الأخيرة أمستعدة؟ |
- O halde şansın epey yüksek. | Open Subtitles | ـ حسنا ، إذاً فرصتكِ جيدة جداً.. |
İşte bu senin şansın. | Open Subtitles | مواجهة الشخص الذي أحبطهم هذه هي فرصتكِ |
Belki bu, o kaltaktan intikam alman için bir fırsat olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون هذه فرصتكِ لكي تردي على الساقطة. |
İyi haberlerim var. Kendini geliştirmek için al sana fırsat. | Open Subtitles | حسنًا، الخبر السار، ها هي فرصتكِ للعمل على هذا. |
Haklısın ama bu sana akademiden psikiyatrik sorunları sebebiyle atılmış biri yerine gerçek bir Federal Şerif olmak için bir şans. | Open Subtitles | .أنتِ محقّة لكنّها فرصتكِ لتكوني مارشالاً فعلاً ،عوضَ أن تكوني شخصاً مرميّاً من الأكاديميّة |
Evet ama benim yüzümden oğlunu tekrar görmek için olan tek şansını yok ettin. | Open Subtitles | نعم ولكن بسببي دمتري فرصتكِ الوحيدة لرؤيتك إبنكِ |
Sadece %15 uyum şansı vardı. | Open Subtitles | فرصتكِ أن تكوني مناسبة لي كانت 15 بالمائة |
Bu, ailenizdeki genetik kusurları alt etme şansınız. | Open Subtitles | هذه فرصتكِ للتغلب عليه العيوب الوراثية الواضحة في اسرتك |