dalları biraz fazla uzamıştı ve rüzgar esince pencereye çarpıyorlardı. | Open Subtitles | فروعها تكبر بشكل كبير وتقوم بصدم النافذة عندما تهب الرياح |
O geceyi, dalları başlarımızın üzerinden en güzel kiliselerimizin tavanları gibi geçen büyük ağaçların altında geçirdik. | Open Subtitles | قضينا هذه الليلة تحت شجرة كبيرة والتى امتدت فروعها فوق رؤسنا مثلها كأجمل سقف |
dalları kocaman meyvelerin ağırlığıyla yere değiyordu. | Open Subtitles | التي كانت فروعها تحتوي على الفواكه الناضجة |
Bizim için çimler her zaman büyümüş, ağaçlar dallarını salmış, | Open Subtitles | لطالما كان العشب ينمو من أجلنا والأشجار تمد فروعها |
Çimler yeşeriyor, ağaçlar dallarını salıyor, ve nehirler akıyor. | Open Subtitles | العشب ينمو والأشجار تمد فروعها والأنهار تتدفق |
Bunu ben de duydum. Birçokları buna dallarında altın post asılı bir ağaç olmalı. | Open Subtitles | لقد سمعت ان هناك شجره فى نهايه العالم وهنالك فروه ذهبيه معلقه بين فروعها |
Ağacın dallarında bir koçun kafatası ve yüzülmüş derisi asılı. | Open Subtitles | وتتعلق على فروعها جمجمه وجلد كبش |
Bunlar ağacın dalları. | Open Subtitles | إن الشجرة تُمطر فروعها |
dalları göğe yükselen | Open Subtitles | فروعها في عنان السماء |
dalları göğe yükselen | Open Subtitles | فروعها في عنان السماء |
Ama Archaeopteryx, uçmasının yanı sıra pençeli parmakları sayesinde ağaçta yaşayan bir sürüngen gibi ağaç gövdelerine tırmanıp dalları boyunca ilerleyebiliyordu. | Open Subtitles | وبالإضافة إلى قدرة "الأركيوب-تريكس" على الطيران، فلديها قدرة على تسلق جزوع الشجر و فروعها مثلها مثل الزواحف القاطنة للأشجار، ويرجع الفضل لهذه الأصابع ذات المخالب |
It yağmur ağaç dalları. | Open Subtitles | إن الشجرة تُمطر فروعها |
Gözlerimiz dallarını göğe doğru takip ediyor. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى شجرة عيوننا تتابع فروعها إلى السماء |
Şimdi dallarında bin farklı bitki taşıyor. | Open Subtitles | فروعها تحمل 1000 نوع من النباتات |