Şüpheli yaya olarak olay yerinden kaçtı. | Open Subtitles | أكرّر مُجدّداً. المُشتبه بِهِ فرّ من موقع الحدث على أقدامِه عُلِم. |
Brooks, kızı etkisiz hale getirdim ama adam kaçtı. | Open Subtitles | بروكس , لقد أجهزت على فتاة لكن الشاب فرّ هارباً |
88'deki isyan sırasında, hapishane personeli müdüriyet binası üzerinden kaçtı. | Open Subtitles | خلال أعمال الشغب عام 88، فرّ موظّفو السجن عبر مبنى الإدارة |
Elbette, Sisifos sözünü tutmayı reddetti. Böylece, tanrıları kandırarak ikinci kez ölümden kaçmış oluyordu. | TED | بالطبع، لم يحافظ سيزفس على وعده، وها هو قد فرّ الآن مرتين من الموت، بخداعه الآلهة. |
Savaştan da kaçmış. Bu yüzden ona Korkak Horace diyorlar. | Open Subtitles | فرّ إلى الجيش أيضاً لذلك يلقبوه بـ هوراس الأصفر |
Şehirden kaçtığını sanıyordum. Kimse o piçten fazla iğne yemeyi hak etmiyor. | Open Subtitles | ظننت أنه فرّ من المدينة لا أحد يستحق أن يُسلب منه قواه أكثر من هذا الوغد |
Oradan kaçan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذى فرّ دائماًّ من هناك. |
O araba çaldı, olay yerinden kaçtı, ve suçunu itiraf etti. | Open Subtitles | لقد سرق سيّارة، و فرّ من مسرح الجريمة، و إعترف إنتهت القضية. |
Babası muhtemelen panikledi ve yangın çıkışından kaçtı demişti. | Open Subtitles | قال بأنّ الأبّ كان مضطرباً و فرّ خلال سلمّ النجاة من النافذة. |
Şüpheli yaya olarak olay yerinden kaçtı. | Open Subtitles | المُشتبه بِهِ فرّ من موقع الحدث على أقدامِه عُلِم. وصلت المعلومة |
Bukalemun ya içeri sıvıştı ya da başka yere kaçtı. | Open Subtitles | "إما أن الحرباء لاذ بالداخل أو فرّ إلى مكان آخر" |
Onları öldürüp ganimetle kaçtı, bana neden vuruyorsunuz? | Open Subtitles | لقد قتلهم، و فرّ مع النقود لذا لا تضربني |
Belli ki önceki sorumlu bir kadınla, birinin parasıyla veya ikisiyle birden kaçtı. | Open Subtitles | سمعت أن القيمّ السابق فرّ برفقة امرأة ما أو أموال شخص ما أو كليهما |
Barı aradık. Şüpheli olay yerinden kaçmış. | Open Subtitles | لقد فتشنا الحانة الشخص محلّ الاشتباه فرّ من مكان الحادث |
Sürücü kaçmış. İçi çamaşır suyu gibi kokuyormuş. | Open Subtitles | فرّ منها السائق و تنبعث من داخلها رائحة السائل المبيّض |
O içeri girdiği sırada, tetikçi pencereden kaçmış. | Open Subtitles | بحلول وقت دخوله كان المطلق قد فرّ من النافضة |
Nasıl oluyor da savaştan kaçmış bir korkak... devler ordusunu yenmeyi başarıyor? | Open Subtitles | كيف لجبان فرّ مِن الحرب أنْ يقدر على هزيمة جيش بأسره مِن الغيلان؟ |
Dün gece Leo'nun gelip ona saldırdığını ve sonra koruluğa kaçtığını söyledi. | Open Subtitles | قالت إن "ليو" استفاق ليلة الأمس وهاجمها ثم فرّ إلى الغابة. |
Burada gözaltından kaçan ve arkadaşımızı öldüren eski bir FBI ajanından bahsediyoruz. | Open Subtitles | إنّنا نتحدّث عن عميل اتحاديّ سابق فرّ من سجننا وقتل واحداً من جماعتنا |
Arabanın sürücüsü olay yerinden kaçıyor. | Open Subtitles | سائق السيارة فرّ من موقع الحادث |
Ailesinden kaçıp ,çoçuğunu da yüz üstü birakan bir adama neden yardım edeyim ki? | Open Subtitles | لماذا أساعد شخصا فرّ من عائلته ، وترك ابنته؟ |
Bak, arkadaşın başından geçenler için senden yardım istemek yerine kaçtığı için üzgünsün ve hayal kırıklığına uğradın, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ منزعجة ومحبطة إذ أن صديقك يمر بأمر ما و فرّ بدلاً من اللجوء إليكِ وطلب المساعدة |
Ona dedim ki "Woodhull bundan kurtuldu" "Woodhull'ün babası onu serbest bıraktı. | Open Subtitles | لقد أخبرته أن "وودهول) فرّ بفعلته) وأن "والِد (وودهول) حرره |
Orospu çocuğu baskından birkaç gün önce kaçmıştı ve hala kayıplarda. | Open Subtitles | فرّ الوغد قبل يومين من المداهمة ومازال في حالة فرار |