Vedalaşma şansını yakalayamazsan pişman olursun. | Open Subtitles | يجب أن تودعها إن لم تحظَ بفرصة لتوديعها فستندم |
Eğer caz grubunda olduğumdan dolayı espiri yaparsan pişman olursun. | Open Subtitles | إذا سخرت من حقيقة أنني في فرقة جاز, فستندم |
Lou, o uçak kalktığında sen içinde olmazsan pişman olacaksın. | Open Subtitles | لو" إذا طارت هذه الطائرة" وأنت لست عليها، فستندم كثيراً |
Eğer bırakırsan, hayatının sonuna kadar pişman olacaksın. | Open Subtitles | أذا فعلتَ فستندم على ذالك بقية حياتك |
"Ezik torbacılarınızı bir daha bisiklet dükkânımda görürsem "pişman olursunuz amına koyayım"? | Open Subtitles | لو رأيت مروجوك الملاعين " يجولون حول محل الدرجات " فستندم على ذالك "؟ |
Beni hemen öldürmezseniz sonra pişman olursunuz. | Open Subtitles | إذا لم تقتلني الآن فستندم لاحقًا. |
Yoksa ileride benim gibi pişman olursun. | Open Subtitles | فإن لم تفعل، فستندم فيما بعد كما ندمتُ أنا. مفهوم. |
Bu isteğini yap yoksa sonra çok pişman olursun. | Open Subtitles | إن لم تفعل فستندم بقادم الأيام |
O, insanları korumayı önemsiyor ve onun arkasında durmazsan. buna pişman olursun. | Open Subtitles | إنه يهتم بسلامة الآخرين وإن لم تسانده ... فستندم على ذلك |
Ama bu sefer dinleyeceksin çünkü dinlemezsen hayatının geri kalanında yani sonsuza kadar pişman olursun. | Open Subtitles | -لكنّك ستصغي هذه المرّة لأنّك إنْ لمْ تصغِ، فستندم لبقيّة حياتك والندم في حالتك أبديّ |
Bırakmazsan, buna pişman olursun. | Open Subtitles | إذا لم تغادر فستندم كثيراً |
Onu bir daha rahatsız edersen pişman olursun. | Open Subtitles | وإذا ضايقت "آن" مجدداً، فستندم. |
Onu hemen yere indirmezsen, yaptığına pişman olacaksın. | Open Subtitles | إن لم تضعه أرضا ً الآن فستندم كثيرا ً |
Bir şey söyle. Söylemezsen pişman olacaksın. | Open Subtitles | قل شيئاً إن لم تفعل , فستندم علي ذلك . |
Öğrenince pişman olacaksın. | Open Subtitles | ولو عرفتَ يومًا، فستندم |
Bir şeyler söyle. Söylemezsen pişman olacaksın. | Open Subtitles | قل شيئاً إن لم تفعل , فستندم علي ذلك . |