ويكيبيديا

    "فظيعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kötü
        
    • berbat
        
    • korkunç bir
        
    • iğrenç
        
    • korkunçtu
        
    • Çok
        
    • büyük
        
    • berbattı
        
    • kötüydü
        
    • feci
        
    • fena
        
    • felaket
        
    • korkunç olduğunu
        
    büyük, kötü görünen morluklar oluşur, ama aslında acımazlar, eğer doğru yapmayı becerirsen. Open Subtitles ويصابون بكدمات فظيعة ولكنّها غير مؤلمة حقاً بشرط أن يقوموا بها بطريقةٍ صحيحة
    Anlaşılan "rulet çemberimiz" kötü bir iklimsel felaket yaşayan bir dünyada durmuş. Open Subtitles اعتقد ان عجلة البوابات انزلتنا على عالم يعانى من كارثة فظيعة جدا.
    Yoksa sabaha kadar uyuyamam ve yarın berbat görünürüm. Gerçekten bitkin. Open Subtitles و إلا سأصحو غداًً و سأبدو فظيعة سأكون حقاً منتفخة العنان
    Belki Tanrı berbat şeylerin olmasına izin veriyor veya olanak tanıyor, böylece şevkat ve kahramanlıklar gözükebiliyor. TED ربما يسمح الرب أو يجيز حدوث أشياء فظيعة, حتى تظهر البطولة والرأفة.
    Solgundu ve titriyordu, ve birden, korkunç bir düşünce girdi zihnime. Open Subtitles كانت ترتجف و هي شاحبة أفكار فظيعة كانت قد انتباتني حينها
    Babamın ızgarasının alev alması dışında, birçok denememiz havaya karıştı veya iğrenç, yapışkan bir iz bıraktıkları pahalı fırınların içinde patladılar. TED إلى جانب اشتعال النيران بشواية أبي، ومعظم العينات لدينا تبخرت هباء، أو انفجرت داخل أفران باهظة الثمن، وتركت فوضى لزجة فظيعة.
    Sen o harika şeyleri söylediğinde Çok kötü karşılık verdim. Open Subtitles كنت فظيعة بتصرفي اتجاهك خاصة أن قلت تلك الأشياء الرائعة
    Bazı seçimler yaptım Peder. İnsanların hayatlarını tehlikeye sokan kötü seçimler. Open Subtitles اتخذتُ خيارات يا أبتاه، خياراتٍ فظيعة مع أشخاصٍ حياتهم على المحك
    O korkunç zamanda sana Çok kötü laflar ettiğimi biliyorum. Open Subtitles أعلم أنّي قلت أقوالًا فظيعة لكِ إبان تلك الفترة العسيرة.
    Çok kötü şeyler yapıp kendime bunun iyi olduğunu söyledim. Open Subtitles لقد فعلت أشياء فظيعة وأخبرت نفسي أنْ لا بأس بها
    Camide büyük bir yemek dağıtımından dönüyordum, onlarca, onlarca insanın Çok kötü şartlarda çömelmiş olduğu bir yer. TED كنت عائدا من مركز توزيع كبير للطعام في مسجد حيث كان العشرات والعشرات من الناس مفترشين الأرض في ظروف فظيعة.
    Üzerinde hoşumuza gitmeyen bir şeyler olduğu zaman varlığını fark ediyoruz, kötü bir koku ya da gözle görülen duman veya sis gibi. TED نحنُ نلاحظه في الغالب عندما يوجد هناك نوع من التداخل الحسي المزعج عليه، مثل رائحة فظيعة أو شيء مرئي مثل الدخان أو الضباب.
    Bazen bunlarla berbat seçimler yapabilirsiniz. TED أحيانا يمكن أن تتخذ بسببها قرارات فظيعة.
    1993 yılında, nüfusun farklı beşte birlik kesimi, gelir bakımından oldukça berbat. TED في عام 1993 كانت الاختلافات بين الأخماس المختلفة من للسكان، من حيث الدخل، فظيعة إلى حد ما.
    Savaş zamanı sırasında gördüklerim yüzünden berbat kabuslar görüyorum, özellikle de cansız küçük çocuk bedenleri. TED أعاني من كوابيس فظيعة ، بسبب كل الذي ما شهدته خلال الحرب، خصوصاً الجثث الهامدة للأطفال الصغار.
    Evlenmesi için ailesi, arkadaşları ve hatta işten baskı görmüş ve berbat tercihler yapmaya itilmiş genç kadınlar tanıyorum. TED أعرف شابة تتعرض لضغط رهيب من أسرتها وأصدقائها وحتى في عملها لتتزوج، وهن مجبرات على القيام باختيارات فظيعة.
    Piyasa liberalizmi bize kimseye borçlu olmayan efendiler olduğumuzu söylüyor ama daha sonrasında bizi statü endişesi ve tüketimciliğin berbat izolasyonu içine tutsak ediyor. TED تخبرنا السوق الليبرالية أننا أسياد لا ندين لأحد، ثم تستعبدنا في عزلة فظيعة من النزعة الاستهلاكية والقلق
    Bu kadar zor olmasının sebeplerinden biri de kullanılan aletlerin berbat olmasıdır. TED وأحد الأسباب الذي يجعله صعبا أن بيئة العمل الخارجية فظيعة.
    Annem, oranın içerisinde tüm gün yanan korkunç bir ateş olduğunu söylüyor. Open Subtitles ألا تخاف؟ تقول أمي أن هناك نار فظيعة بداخلها تحترق طوال اليوم
    Özellikle bu suç, cinayet gibi iğrenç bir şeyse. Open Subtitles أن يتم إتهامك في جريمةٍ لم ترتكبها, و بالأحرى جريمة فظيعة مثل جريمة القتل
    Bazı şeyler o kadar korkunçtu ki, hayal bile edemiyordunuz. Open Subtitles عندما تكون هناك أشياء فظيعة, لدرجة أنك لا تتخيلها
    Sosun bin ruble değerinde olduğu söyleniyor, yine de berbattı. Open Subtitles يقال ان الصلصة قد كلفت الف روبل وهي كانت فظيعة
    Çok kötüydü, bana zorla bir şeyler yaptırdı Çok kötü şeyler. Open Subtitles لقد كان مروعاً لقد جعلني أفعل أشياء .. أشياء فظيعة
    Bu vazoyu çantanda buldum, şey, feci kokuyordu, ben de temizledim. Open Subtitles وجدت تلك الزهرية في حقيبتك، وحسنا، فظيعة كانت رائحتها، لذا نظّفتها.
    Sana buraya, yazının fena olmadığını düşündüğümü söylemeye geldim. Open Subtitles أتيت هنا لأخبرك بأنني اعتقدت بأن مقالتك فظيعة
    Bazıları da kullandıkları taktiklerin korkunç olduğunu söyleyecektir. TED فيما سيقول غيرهم بأن الأساليب التي يستعملونها فظيعة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد