| İstanbulda, Berlinde, Niste, Brükselde Dakkada, Bağdatta, Barselonada birbiri ardına Korkunç terör saldırıları gördük. | TED | في إسطنبول، وبرلين، ونيس، وباريس، وبروكسل، ودكا، وبغداد، وبرشلونة: نرى حدثًا إرهابيًا فظيعًا تلو الأخر. |
| Yapayalnız kapana kısılmak çok Korkunç bir his olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه كان شيئًا فظيعًا كونكِ محتجزة وحدك كهذا |
| Bu Korkunç. Ya da güzel bir haber. | Open Subtitles | يا إلهي يبدو ذلك فظيعًا أو جيدًا، خلاصة الكلام |
| Ölüm nedeni olan vahsi saldiri beni soke etti.Bu korkunçtu. | Open Subtitles | صدمة من إعتداء وحشي كان سبب الوفاة. كان ذلك فظيعًا. |
| Evrende bir siluet bile olmaması duygusu korkunçtu. | Open Subtitles | الشعور باللاوجود.. خيال داخل فضاء. كان فظيعًا. |
| Gerçekten çok özür dilerim. Çok kötüydü, ama ne diyeceğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | آسفة جدًا , كان ذلك فظيعًا, لكنني لم أعرف ما أقول. |
| Bizimle yasamanin Berbat bir sebepten ötürü oldugunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن سبب قدومك للعيش معنا كان فظيعًا |
| Korkmalısın, Korkunç bir hata yaptık. | Open Subtitles | .يجب أن تكوني خائفه ، لقد إرتكبتي خطأً فظيعًا |
| Beni kıçımdan sikmesi için eğilip ayak bileklerimi tutmam Korkunç olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألن يكون فظيعًا إن انحنيت وأمسك كاحليّ حتى تضاجعني؟ |
| Senin için Korkunç olurdu anlıyor musun? Hep bana bakmak zorunda kalman. | Open Subtitles | كان سيكون أمرًا فظيعًا بالنسبة لك أن تضطري للإعتناء بي. |
| Burada yaşamak çok Korkunç bir şey biliyorum yine de hala bir aileyiz. | Open Subtitles | أعلم أنه فظيعًا العيش هنا، لكنه لا يزال لدينا عائلة. |
| Bundan uyandığımda ise ağzımda Korkunç bir tat oluyor. | TED | وحين أصحو منها، يصبح طعم فمي فظيعًا. |
| Dylan bu kadar Korkunç bir şey yaptıysa beni sevmiş olamaz dediğimi duymuş. | TED | سمعتني أقول بأن "ديلان" لم يستطع أن يحبني إذا كان قد استطاع أن يفعل شيئًا فظيعًا كالذي فعله. |
| Sanıldığı kadar Korkunç değil. | Open Subtitles | ليس الأمر فظيعًا بقدر ما قد يحسب المرء |
| korkunçtu. Her şey çok çabuk oldu. | Open Subtitles | لقد كان فظيعًا, لقد حدث بسرعة كبيرة |
| Genç biri için bu korkunçtu. | Open Subtitles | "بالنسبة لشاب مثلي، كان هذا فظيعًا |
| Evet korkunçtu. | Open Subtitles | أجل، كان فظيعًا |
| Yaşananlar çok kötüydü. | Open Subtitles | ما حدث كان فظيعًا. |
| - Bonzo iyiydi de film çok kötüydü. | Open Subtitles | (بونزو) كان جيّدًا، أمّا الفيلم فقد كان فظيعًا |
| Çok kötüydü! | Open Subtitles | كان الأمر فظيعًا! |
| Bu çok Berbat görünüyor olmalıydı. | Open Subtitles | ذلك يجب أن يكون فظيعًا لقد بكيت خلف |
| Bilemiyorum ama kendimi Berbat hissederim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ولكن سيكون هذا فظيعًا |
| kötü bir şey yapman, seni kötü bir insan yapmaz. | Open Subtitles | اقترفت شيئًا فظيعًا، هذه لا يجعلك شخصًا فظيعًا |