| Hükûmetlerle gerekli bağlantıyı da kurduk, böylece programımız diğer hastalık kontrol programlarıyla birlikte koordine edilebilir ve etkili olabiliriz. | TED | ولدينا أيضا العلاقات مع الحكومات لنضمن أن برنامجنا يعمل بتنسيق مع البرامج الأخرى لمراقبة المرض، لكي نكون أكثر فعالية. |
| Yani şiddet içermeyen direniş, mücadeleyi yürütmekte daha etkili ve yapıcı bir yöntemdi. | TED | بمعنى آخر، فإن المقاومة غير المسلحة تعدّ طريقة أكثر فعالية وبناءة لخوض الصراع. |
| Belki de vücudunuzda istemediğiniz şeylerin daha etkili bir şekilde atılmasını sağlayabilirsiniz. | TED | وربما تستطيع جعلها أكثر فعالية بتصفية الأشياء التي لا تريدها في جسمك. |
| Bu yüzden, elbette, yapılan araştırmaların bunu tüm hastalar için daha verimli ve uygun maliyetli hâle getirmesini istiyoruz. | TED | لذا بالطبع، نود أن نري بحثا يتم الآن لجعل ذلك أكثر فعالية ويزيد القدرة على تحمل التكاليف لكل المرضى. |
| Kevin, bu arıları hâlletmek için daha etkin bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | كيفن ، نريد أن نجد طريقة أكثر فعالية للتحاليل على الاشواك |
| Bu amacına hizmet ediyor ama bence ileriye dönük yapılırsa daha etkili olur. | TED | ويخدمُ هذا هدف السنة. لكنني أجدُ أنها أكثر فعالية لو قمنا بذلك مقدمًا. |
| Ama aslında kasabada bu ekonomik döngüler çok daha etkili bir şekilde başlayabiliyor. | TED | ولكن في الواقع نبدأ داخل المدينة بإنشاء هذه الدّورات الاقتصادية بشكل أكثر فعالية. |
| Doğru tepkinin ne kadar etkili olabileceğini fark ettin mi? | Open Subtitles | هل لا حظت كيف تكون قوة الحق اكثر فعالية ؟ |
| İnsanların o eski zamanlarda kırmızı renk üretmek için en etkili yolu bulmaları bize göre hala bir mucize. | Open Subtitles | ومازال يعجزنا كيف أنه .. في هذه العصور الوسطى إكتشف الناس أن هذه الطريقة الأكثر فعالية لإنتاج اللون الأحمر |
| Psikolojik yönlendirmenin, kişiliğini kırmada daha etkili olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن التوجيه النفسيّ سيكون أكثر فعالية في تحليل شخصيته |
| Selina Meyer, Amerikan tarihindeki en etkili başkan yardımcılarından biri olma yolunda. | Open Subtitles | سيلينا مير أصبحت واحدة من أكثر نائبي الرؤساء الأمريكيين فعالية في التاريخ |
| Bak, doğa bize 75 milyon yıl önce en etkili ölüm makinelerini verdi. | Open Subtitles | اسمع، لقد منحتنا الطبيعة آلات قتل أكثر فعالية منذ قرابة 75 مليون عام. |
| Gıcırdayan üç ağız, vebanın nüfusu nasıl etkili şekilde bitirdiğini simgeliyor. | Open Subtitles | و ثلاث أفواه رمزية تعني. مدى فعالية الطاعون للتأثير على السكان. |
| Dijital üretim bunu daha da etkili bir biçimde yapmamızı sağlıyor. | TED | يسمح لنا التصنيع الرقمي أيضًا بالقيام بذلك بشكل أكثر فعالية. |
| Ama biz yine de bu makinenin hastanelere koyabileceğimiz en etkili ve güvenli makine olduğundan emin olmak istiyoruz. Bunu yapmak için de üniversiteler | TED | لكن مازلنا نريد أن نكون على يقين أن هذا الجهاز هو الأكثر فعالية بحيث يمكن وضعه في المستشفيات. لعمل ذلك أقمنا العديد من الشراكات |
| Bir alanı alıp bütün bu şeyleri dışarı atmak bizim için çalışabilecekleri en verimli yöntem değildi. | TED | ان مجرد أخذ حقل وازالة كل هذه الاشياء ليست بالضرورة الطريقة الأكثر فعالية ليتمكنوا من العمل. |
| Fikirlere inanmayabilirsiniz, ama onlar başarmanın gayet verimli yolları. | TED | لربما لا توافق على الافكار لكنها ذات فعالية عالية في ذلك المجال |
| Daha iyi ve daha etkin tedaviler uygulamak istiyoruz. Bugün, yüksek tansiyonu genelde haplarla tedavi ediyoruz. | TED | نرغب في الحصول على علاجات أفضل وأكثر فعالية. اليوم يعالج مرض ارتفاع ضغط الدم غالبا عن طريق الحبوب. |
| Kişisel acının başkalarıyla paylaşılması kadar güçlü bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر فعالية من إظهار ألم شخصي علنا. |
| Para yönetimi eğitiminin etkinliği üzerine en son yapılan 201 çalışmada bunun hiçbir etkisi olmadığı sonucuna varılmış. | TED | في تحليل حديث مكون من 201 دراسة حول فعالية التدريب على إدارة المال، تظهر النتيجة أنه تقريباً بدون فعالية. |
| Silahlarımız etkisiz kaldığında da tereddüt ettik. | Open Subtitles | تردّدنا أيضاً في الرحيل عندما انعدمت فعالية أسلحتنا |
| Sinek kovucu ki kesinlikle ihtiyacımız var, faktörlerin etkisini azaltır. | Open Subtitles | مبيد الحشرات، من الواضح حاجتنا له يقلل فعالية حماية الشمس. |
| Şimdi bu bize daha etkileyici olan tırmanma robotlarının dizaynı hakkında düşünmeye yardım edecek mi? | TED | والآن هل سيساعدنا هذا في التفكير بتصميم أكثر فعالية للربورتات المتسلقة ؟ |
| Eğer sıtma eredikasyonu yapmak veya sıtmayı azaltmak istiyorsanız, yapılacak en efektif şeyin ne olduğunu bilemiyor olmamız sorunlardan birisi. | TED | و أحد المشاكل التي تواجهك لو تحاول إبادة الملاريا أو تقليلها هي انك لا تعرف ما هو أكثر الحلول فعالية. |
| Maliyet etkinliğini 100 kat arttırmayı başarmak için bu gerekli. | TED | فالأمر يتطلب النجاح في تحقيق أفضلية فعالية في التكلفة بمقدار أسي هو 2. |
| Kaynak Bazlı Ekonomi makineleşmenin verimliliğini takdir eder ve onu, sunduğu imkanlar için kabul eder. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد حاجة للنقود فالاقتصاد القائم على الموارد يلحظ فعالية الميكنة |
| Hayır. Bu zehir onun bir benzeri ancak daha etkilisi. | Open Subtitles | لا، لكن هذا السم مشابه لكنه أكثر فعالية. |
| Bir sonraki şey, sürü zekâsının gelişimini desteklemek ki işte burada maliyet etkinliği devreye giriyor. | TED | والأمر التالي هو تشجيع تكوين ذكاء السرب، حيث تأتي تتدخل فعالية التكلفة. |