ويكيبيديا

    "فقد أراد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • istemiş
        
    • istiyordu
        
    • istedi
        
    Mantıksız değil hani. Sizi acı gerçekten korumak istemiş. Open Subtitles يبدو ذلك معقولاً، فقد أراد حمايتك من الحقيقة
    Bunları yollayan her kimse, seni fena halde incitmek istemiş. Open Subtitles أياً من أرسل إليكِ تلك الصور، فقد أراد أذيّتكِ.. بشدّة!
    Öyle ya da böyle pek hoş olmamış. Bunu her kim yaptıysa ya bir mesaj vermek istemiş ya da ondan bir beklentisi varmış. Open Subtitles أتعرفون، أياً كان من فعل هذا، فقد أراد إمّا إرسال رسالة أو احتاج لشيءٍ منه.
    Bunun, yine de bir sürpriz olmasını istiyordu.. Open Subtitles قبل كلّ شئ، فقد أراد الأمر أن يكون مفاجأة
    Matematik kullanarak ülkesini bir dönüşümden geçirmek istiyordu. Open Subtitles فقد أراد أن يحول بلده باستخدام الرياضيات
    Tahmin edeceğiniz üzere, Robert iyi bir doktor olarak konuyu biraz daha iyi anlamak için laboratuvarıma gelmek istedi. TED و لأن روبرت طبيب جيد، فقد أراد أن يأتي إلى مختبري ليفهم الموضوع أكثر.
    Ve o kişi her kimse, sorunu kendi başına çözmek istemiş. Open Subtitles أياَ كان هو فقد أراد الأعتناء بالمشكلة بنفسه
    Yani katil çürümeyi hızlandırmak istemiş. Open Subtitles على مستوى الجزيء إذا .. فقد أراد القاتل استعجال عملية التحلل
    Her kimse bu minibüsten kurtulmayı çok istemiş. Open Subtitles أيّاً كان فقد أراد فعلا التخلص من هذه الشاحنة.
    Meğer tekrar Havuç Bill olmak istemiş. Open Subtitles وعلى ما يبدو فقد أراد أن يكون (كاروت بيل) مجدداً.
    Henry Wilseck'i öldüren her kimse olayı sizinle bağdaştırmak istemiş. Open Subtitles (أياً كان من قد أطلق النار على (هنري ويلسك فقد أراد جعل الأمر حولك
    Wallace'a saldıran her kimse, onu öldürmek istemiş. Open Subtitles من هاجم(والاس)فقد أراد أن يقتله
    Çok sevinecek. Bu gece onları giymek istiyordu. Open Subtitles سيكون سعيداً فقد أراد أرتدائها الليلة
    O, İslami ilkeleri, yeni bir yolla modern dünyada, geriye değil ileriye doğru giden devrimci bir güç haline getirmek istiyordu. Open Subtitles فقد أراد استخدام مبادئ الإسلام بطريقة جديدة لتشكيل قوة ثورية بمعايير المجتمع الحديث والتقدم إلى الأمام، وليس التقهقر للخلف
    Onu her kim yaptıysa, ondan kurtulmak istiyordu. Open Subtitles فقد أراد الخلاص منه
    Ataları gibi ölünce yakılmak istiyordu. Open Subtitles فقد أراد أن يُحرق كأسلافه
    Şimdi, Şah'ın perspektifinden, bunun mümkün olduğunca gizli kalmasını istiyordu, mesela, İzak Rabin 70'lerde İran'a gittiği zaman genellikle bir peruk takıyordu ve böylece kimse onu tanımıyordu. TED لكن من وجهة نظر الشاه، فقد أراد أن يبقي الأمر سرّيا على قدر المستطاع، لذلك و على سبيل المثال، عندما سافر (إسحاق رابين) إلى إيران في السبعينات، كان يرتدي شعرا مستعارا حتّى لا يتعرّف عليه أحد.
    Bu dâvâyı o istedi, artık bırakmak zorunda. Open Subtitles فقد أراد هذه القضية والآن عليه الخروج بنتائج
    Park yerinde benden iş yapmamı istedi. Open Subtitles فقد أراد أن يوفر لي عملا في موقف السيارات كثيرا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد