Ve ben ona nasıl yaptığını isteyeceğini zaman ya da biliyordu nasıl, o sadece onun hakkında ne olduğunu ne biliyorsun anlamda, , olabilir söyleyebilirim. | Open Subtitles | و عندما أسأله كيف فعلها أو كيف عرف كان يقول لي فقط أنه كان يشعر تعلمين ، ما كان سيحدث |
Ben sadece onun gerçek olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت فقط أنه هادئ جدا. |
sadece onun kötü bir adam olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف فقط أنه شرير |
Demek istediğim, övünmekle söylediklerimin, hepsi palavraydı. | Open Subtitles | أعني فقط, أنه ما كان يجب علي التفاخر كثيراً بشأن ذلك |
Bil ki, dünyaya ne yapabileceğimi gösterdikten sonra istediğim her şeye sahip olacağım. | Open Subtitles | لتعرف فقط أنه عندما أنتهي من عرض قدراتي على العالم فسأحظى بكل ما أريد وربما أصبح أغنى منك |
Sadece daha zor olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت فقط أنه ربما يكون أكثر تعقيداً من هذا |
Bu sadece... hakkında konuşulması gereken bir şeydi ve... bunun kendimi nasıl hissetmeme sebep olacağını bilemedim. | Open Subtitles | أنه فقط.. أنه فقط شىء تحدثنا عنه ولم أكن أعرف بماذا سيجعلنى أشعر |
Hayır sadece onun tembel olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | لا،نعتقد فقط أنه كسول |
Oscar'ın bize bıraktığı Alfredo'nun o resmi sadece onun dün sabahleyin hayatta olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | --صورة (ألفريدو) تلك التي تركها (أوسكار) لنا إنها تثبت فقط أنه كان حياً البارحة صباحاً |
Demek istediğim, bu kadar üzülmene gerek yok. | Open Subtitles | انظري ، أنا أعلم .. أنا أقول فقط أنه ليس هناك حاجة لتتضايقي |
Söylemek istediğim, bir kadını doğurmak istemediği ya da büyütmeye yetkin olmadığı bir çocuğu doğurmaya zorlamak düşünülmesi ve tartışılması gereken bir zalimlik. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أنه هنالك إجبار غير ملحوظ وقسوة غير مبررة لإجبار طفلٍ لأن يولد لأم |
Şu an anlamanızı istediğim şey aranızda inanılmaz bir duygu fırtınası oluşmuş durumda ve muhtemelen ikinizin de içinden birbirinizle sevişmek geçiyor ama korkmayın, bu normal. | Open Subtitles | أريد أن أوضح فقط أنه الأن هناك الكثير من المشاعر هنا و أنتما تشعران برغبة كبيرة بممارسة الجنس مع بعضكما البعض |
Demek istediğim deney hayvanı olmak zorunda değildin. | Open Subtitles | أنا اقول فقط أنه ليس عليك فعل هذا أن تكون خنزير التجارب ماذا؟ |
Hayır, anne babamızı sevindirmenin önemli olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لا , أعتقد فقط أنه من المهم تشريف والديك |
Bir köpek evine konulmasının daha iyi olacağını düşünüyorum. Küçük bir köpek. | Open Subtitles | أعتقد فقط أنه من الأفضل أن نضعه ببيت كلب |
Giderse normal bir hayatımız olacağını düşündüm. | Open Subtitles | فكرت فقط أنه حالما سيذهب بإمكاننا أن نحيا حياة طبيعية |
Sadece baba olacağını bilmen gerektiğini düşündüm. En iyi kısmı da ne, biliyor musun? | Open Subtitles | اعتقدت فقط أنه يجب أن تعرف أنك ستصبح أباً |