- Sadece sen istediğinde mi? | Open Subtitles | هَلْ لا تحضرين هنا فقط إلا عندما تُريدُين ممارسة الجنس؟ |
Belki de, bu sarı benizliler Sadece sokakta okuyorlar ya da okur gibi yapıyorlar. | Open Subtitles | ربما هم لا يقرأون فقط إلا في الشارع أو ربما هم يتظاهرون بالقراءة هؤلاء الآسيويين |
İşte bu yüzden Raj'a "Sadece gelinimle geri dönebilirsin" dedim. | Open Subtitles | ماذا يعني لهم التايمز؟ لذا أخبرت راج أنه سيعود فقط إلا و عروسه معه |
Sadece bir kare ileri giderler... | Open Subtitles | إنها تتحرك هكذا.. خانة واحدة إلى الأمام فقط إلا عندما تدافع فتتحرك هكذا |
Sonra düşündüm de, belki o bir rüya değildi. Belki bu Sadece bir oyun değildir. | Open Subtitles | لذا أَعتقدُ أن هذا ما كَانَ بحُلم لَرُبَّمَا لَيسَ فقط إلا لعبة |
Ama onlar Sadece son derece acil durumlarda kullanılmalılar. | Open Subtitles | ولكن لا يجب تجميعهم فقط إلا في الحالات الطارئة |
Sadece karalama olduklarını söylemişti ama bana karalama gibi gelmemişti. | Open Subtitles | قلت بأنه كان يعبث فقط إلا أنه لا يبدوا عبثا بالنسبة لي |
Sadece davetle geliniyor, tabii kendini davet etmezsen. | Open Subtitles | تدخله بناءً على دعوة فقط إلا إذا دعوت نفسك طبعاً |
Sadece beni biraz itip kaktı. O kadar. | Open Subtitles | أوه، هو فقط إلا أنه خشنا لي قليلا. |
Her ne kadar Sadece bir insanın hikayesi olsa da... kültürümüzün bütün temalarını içeriyordu-- kahramanlık, arzu, bu tür şeyler-- ama dönüp tekrar baktığınızda, gerçekten çok garipti. | Open Subtitles | على الرغم أنها قصة رجل واحد فقط... إلا أن جميع مواضيع ثقافتنا وجِدَتْ فيها... بطولة، وإرادة قوية، وأشياء من هذا القبيل... |
Sadece kadınları öldüren bir seri katil. | Open Subtitles | سفاح لا يقتل فقط إلا النساء |
Kardeşler kızlardan önce gelir ilkesi Sadece kardeşin hâlâ o kıza âşık değilse geçerlidir, kardeşim. | Open Subtitles | "حسنا، (بروس) مثل "الأصدقاء قبل الحبيبات يعمل فقط إلا إذا كان لا يحبها، يا أخي |