ويكيبيديا

    "فقط إلى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sadece bir
        
    • Tek
        
    • 'ya
        
    • yalnızca
        
    Sadece bir anlığına görülmeleri gerekiyor sonra, insanoğlunun uyanışı gerçekleşecek. Open Subtitles إلى حيث يعيش الإنسان إنهم بحاجة فقط إلى أن يُلمَحوا
    Bu tür bir selülozun süper emiciliğinden dolayı, Sadece bir batırma -ve gerçekten kısa bir tane- yeterli oluyor. TED وبسبب الإمتصاصية الفائقة لهذا النوع من السليلوز، يحتاج فقط إلى مرة واحدة، مرة واحدة قصيرة جدا للقيام بذلك.
    Teoriye göre, anılar hologram formunda kaydedildiği için böyle olur ve hologramlarda resmin bütününü görmek için Tek bir parçası gerekir. TED ووفقا للنظرية ذلك لأن الذكريات يتم تخزينها في شكل صور مجسمة وفي الهولوغرام، تحتاج فقط إلى جزء واحد لرؤية الصورة بأكملها.
    Oyunculuk esnasında öylesine odaklanıyorum ki sadece Tek bir şeye dikkat veriyorum. TED عندما أمثّل، أركز تمامًا لدرجة أنني أنتبه فقط إلى شيء واحد.
    Peki... sonunda Xerox'a ya da başka bir yere gidecek misin? Open Subtitles إذا.. هلّا ذهبت فقط إلى محل آلات التصوير أو شيء ما
    Ama birkaç insandan ya da küçük bir gruptan alınan hücrelere bakmak aslında tam olarak yeterli değil. Çünkü bir adım geriye çekilerek TED ولكن أليس كافيا أن تنظر فقط إلى خلايا لبعض الأشخاص أو مجموعة صغيرة من الناس، لأننا يجب أن نعود للوراء.
    Sana sahip olduğum her şeyi verebilirim. yalnızca teklifimi dinle. Open Subtitles أنا أدين لك بكل ما لدى استمع فقط إلى عرضى
    Bu arada Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'daki tüm üretim fazlası kalorileri yalnızca Hindistan, Çin ve Afrika'ya ihraç ettiğimizi varsayıyor. TED وهذا بفرض أخذ كل السعرات الحرارية الفائضة المنتجة في الأمريكيتين وأوروبا وتصديرها فقط إلى الصين والهند وإفريقيا.
    Sorun şu ki, ne kadar yetenekli, zengin ya da zeki olursanız olun, Sadece bir veya bir buçuk mucize elde edersiniz. TED المشكلة أنه، مهما كنت موهوباً غنياً كنت أو ذكياً، يمكنك الحصول على واحد فقط إلى واحد ونصف من المعجزات.
    Tabii ki sadece haksız davalar ve muaf tutulmalara bakarsak olayın Sadece bir kısmını görebiliriz. TED وبالطبع إذا نظرنا فقط إلى الإدانات الخاطئة والتبرئات، فإننا ننظر إلى جزء من القصة.
    Sadece bir yol gösterene ihtiyacınız var, hepsi bu. Open Subtitles أنت بحاجة فقط إلى قليل من التوجيه، ذلك كل الأمر
    Bak, bana bir iyilik yaptığını biliyorum, tamam mı, ki bunu takdir ediyorum ama Sadece bir şeye daha ihtiyacım var. Open Subtitles انظر ، أنا أعلم أنك فعلت لي معروف من قبل حسناً ، وانا أقدر ذالك ولكن أنا بحاجة فقط إلى شيء واحد
    Karen'ın düğün fotoğraflarını 300 bine sattım böylece Darling Aile Fonundan hislerini incitmemek için Sadece bir milyon almak zorunda kaldım. Open Subtitles بعيت صور زفاف كارن بـ 300 ألف ولذا مؤسسة الـ دارلينغ احتاجت فقط إلى أن ترمي مليوناً لتراعي مشاعرها
    San Francisco'ya Tek yön gidiş, Bay Cody. NasıI ödemek isterdiniz? Open Subtitles تذكرة ذهاب فقط إلى سان فرانسيسكو سيد كودي كيف تريد أن تدفع؟
    Benimle tanıştığında Tek bir elbisesi vardı. Open Subtitles السيد المسيح، كان عندها لباس واحد فقط إلى أن قابلتني.
    En büyük endişemiz de Tek bir Goa'uld'un güce erişmesi. Open Subtitles قلقنا الأكبر أن يصعد جواؤلد واحد فقط إلى السلطه
    Utancın yankısı eskiden sadece ailene, köyüne, okuluna ya da topluluğuna kadar ulaşırdı TED صدى الإحراج الذي جرت العادة أن يمتد فقط إلى أسرتك و قريتك و المدرسة و المجتمع
    Eğer mercan resifinin yalnızca bir kısmına bakarsanız gerçek tabloyu göremezsiniz. Open Subtitles أنت لا تستطيع أن تأخذ صورة صحيحة للشقّ المرجاني إذا نظرت فقط إلى جزء منه
    yalnızca bunu yapabilecek adama ulaşmamız gerek. Open Subtitles نحن بحاجة للوصول فقط إلى . الأشخاص الذين يستطعون ذالك
    Yine de bu yayın, yalnızca Mars'ta akıllı yaşam ihtimâli üzerine halk spekülasyonlarını güçlendirdi. Open Subtitles ومع ذلك فإن هذا البث أدى فقط إلى زيادة التكهنات حول إحتمال وجود حياة عاقلة على المريخ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد