Biraz daha ateşli olsun diye ona biraz "E" vermiştim. | Open Subtitles | لقد أعطيتها بعض المقويات فقط كي تحسّن الأمور |
Neyse, mühim bir şey değildi Al. Komiklik olsun diye anlatmıştım. | Open Subtitles | لا شيء من ذلك القبيل يا (آل) أخبرتك بذلك فقط كي تضحك |
Sana inat olsun diye hastalanmadı. | Open Subtitles | هي لم تمرض فقط كي تغضبك |
Söylememiz için sadece ilahi çalabilir miyim dedim. | Open Subtitles | :قلت أليس باستطاعتي عزف بعض التراتيل فقط كي نغنّي عليها ؟ |
Bize, ressamlık hayallerini gerçekleştirmek için sadece yazı geçirmek için gittiğini söylemişti. | Open Subtitles | لأنها أخبرتنا بأنها سترحل بفصل الصيف فقط كي... كي تتبع حلمها بأن تكون فنانة |
Ona antreman yapması için sadece altı hafta verdim. | Open Subtitles | لقد منحته ستة أسابيع فقط كي يتدرب |
Ama emin olmak için, bunu işime yardım etmek için yapıyorum. | Open Subtitles | لكن فقط كي نكون واضحين . أنا أفعل هذا لمساعدة عملي |
Götlük olsun diye işte. | Open Subtitles | لا اعرف فقط كي اكون حقيرة |
Saat 15:00'te Karayipler'deki deprem mağdurlarına yardım etmek için çekler yazarken... 15:45'te düşmana nispet olsun diye Churchilll'in piyasadaki her ilk baskısını alırdı. | Open Subtitles | في الساعة الثالثة كان يكتب الشيكات لمساعدة ضحايا الزلزال في (الكاريبي) وفي الرابعة إلا ربع كان يحاصر السوق على أولى طبعات (تشرتشل) فقط كي يسخر من أحد أعدائه |
Onu memnun etmek için sadece var. | Open Subtitles | أنا موجود فقط كي أسعدها |
Onu hatırlamak için sadece. | Open Subtitles | فقط كي أتذكرها به، كما تعلم؟ |
Hayatta kalmak için sadece. | Open Subtitles | فقط كي ننجو |
Sırf dürüst olmak için onun kalbini kırmama gerek yok. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن أكسر قلبها فقط كي أشعر بأنني مستقيمة |
Kuzey Kore'de 15 kez sadece emin olmak için. | Open Subtitles | خمسة عشر بالنسبة لكوريا الشمالية فقط كي نتأكد |