| Beni zavallı bir ev sahibi olarak düşünmelisiniz, Bay Kane. | Open Subtitles | أوه، أنت يجب أن تفكرني مضيف فقير جدا، السيد كان. |
| 14 yaşında, zavallı, zenci bir müvekkilim vardı. | TED | وكان لدي موكلاً بعمر ١٤ سنة ، يافعاً ، طفلٌ أسود فقير. |
| Bir ressam yaşıyormuş. zavallı adam. Açlıktan ölüyormuş. | Open Subtitles | رجل فقير وقد كان جائع حاول كل شيىء الى أن قطع أذنه |
| Sen zenginsin, ben fakirim... Sana otuz bin dolar veririm. | Open Subtitles | انت رجل غني وانا رجل فقير ساعطيك ثلاثين الف دولار |
| İsmi sorulacak kadar bile değeri olmayan fakir bir adamım, bayım. | Open Subtitles | مجرد رجل فقير لا يضايق نفسه بالسؤال عن الأسماء يا سيدي |
| zavallı, masum bir papaz bunu öğrendi. Buraya geldi. | Open Subtitles | وكاهن فقير, برىء يأتى إلى هنا ويكتشف الأمر. |
| Sizin gibi bir adam zavallı, hasta, ölmek üzere ve yardıma ihtiyacı olan birisini geri çevirmez.. | Open Subtitles | رجل مثلك لن يرفض مساعدة رجل فقير ومريض ويموت |
| -Yani hayatının geri kalanını zavallı... bir dişçiyle geçirmeye var mısın? | Open Subtitles | الا تعترضين على قضاء بقية حياتى مع طبيب أسنان فقير |
| O zaman hayatının geri kalanını zavallı bir dişçiyle geçirmeyi önemsemezsin. | Open Subtitles | الا تعترضين على قضاء بقية حياتى مع طبيب أسنان فقير |
| Seni zavallı aciz. İkinizde işe yaramazsınız. | Open Subtitles | أنت رجل ضعيف, فقير أنتكلاهماعديمالفائدة. |
| zavallı Freddy son boşanma davamda çok üzüldü. | Open Subtitles | لا ، أَحتفظ بفريدي بندر فريدي فقير جداً بعد طلاقي الأخير |
| - Bu benim oğlum efendim, zavallı çocuk. - zavallı değil efendim. | Open Subtitles | ـ هنا إبني، سيدى، ولد فقير ـ لست ولداً فقيراً، سيدى |
| Bu yaşlı ve dürüst adamın yani zavallı ihtiyar babamın söylemeye çalıştığı... | Open Subtitles | كما ستعرفون سيادتكم من حديث هذا الرجل المسن الأمين و أقول، أن أبى رغم كبر سنه فهو فقير حتى الآن |
| Alay edilecek bir sürü özelliğim var! fakirim, kirliyim okuma yazma bilmem ve filmleri gerçek sanıyorum! | Open Subtitles | يجب اظهار بعض الاحترام لي فانا فقير ووسخ ولا استطيع القرائة واظن أن الافلام حقيقية |
| - İftira. - Çok fakirim. - Çabuk ölmeleri için yaşlı olmaları lazım. | Open Subtitles | إنها كذبة فأنا فقير للغاية - يجب أن تتزوج وإلا ستموت سريعا - |
| Ben fakirim ve bir mesleğim yok. Kundan, bana bir çay ver. Soğuk bir şeyler istiyorum. | Open Subtitles | نعم انا فقير ، وليس لدي عمل اذهب ، وسوف اتي خلفك |
| Kovulursam da param olmaz, okul paramı ödeyemem, fakir ve işsiz kalırım. | Open Subtitles | و إذا طردت، فلن أمتلك نقود ً كافية للكلية، و سأَصبح فقير |
| Annen bir orospu, baban lanet bir hırsız ve büyükbaban adi bir ibne. | Open Subtitles | ساوضح أمك عاهرة والدك لص ملعون وجدك فقير سيء السمعة |
| Onlar zengin, sen fakirsin. | Open Subtitles | هما غنيان وأنت فقير وأنت تريد أن تصبح غنياً |
| Ayrıca sudan aldığımız örnekler tıpkı toprak gibi suyun da besin yönünden zayıf olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | تشير العيّنات أنّ الماء فقير كمصدر للغذاء، مثل التربة. |
| Ve günün sonuna kadar TED Ödüllerinden daha iyi bir şey alırsınız, Bu kenar mahallede yaşayan bir çocuktan aldığınız harika bir kahkahadır. | TED | وفي نهاية اليوم ستحصل على شيئ افضل من جائزة تيد ألا و هي ضحكة كبيرة من طفل يعيش في حي فقير |
| Ama o zaman, ne yazık ki, çulsuz bir denizciydi ve babam, itirazlarıma rağmen nişanımızı bozdu. | Open Subtitles | لكن للأسف ، كان بحار فقير وقام أبي بإنهاء هذه الخطبة بدون موافقتي |
| Ben yoksul biriyim, cömert efendim. Getirdiğim bilgi çok değerli. | Open Subtitles | أنا رجل فقير أيها الكريم الذى سآتيك به يساوى الكثير |
| Golic, sadece başka bir sefil, acınacak bir alçak herif, bizim gibi. | Open Subtitles | جوليك مجرد رجل فقير بائس يعانى من الأوغاد مثلى ومثلكم |
| Ben Ürdün'de büyüdüm, 1973'ten beri tam bir su kıtlığı çekmiş su fakiri bir ülke. | TED | لقد ترعرعت في الأردن، وهي بلد فقير بالمياه وظلت تعاني من ندرة مياه شديدة منذ العام 1973. |
| Ve asıl ilgilendiğimiz mesele, zenginin mi, yoksa fakirin mi bir başkasına daha çok yardım teklif ettiği idi. | TED | وكنا مهتمين فعلاً باستطلاع من هو أكثر عرضة لتقديم المساعدة إلى شخص آخر، شخص غني أم شخص فقير. |
| - ...ve köpeğini zavallının üzerine saldırtmıştır. - Pit bull? | Open Subtitles | و قطعه كالكلب كأنه لقيط فقير جاته ثورة من الحفر ؟ |
| Şu anda meteliksiz olduğunu söylüyorsun aslında. | Open Subtitles | ما تحاول قولة حقاً أنه فى الوقت الحالى , أنت فقير |