Zararlı bir böcek gördüğün yerde şimdi gelecekteki gözde biranı tattığını düşün. | TED | حيث كنت ترى استخدام الافات، الآن فكر في تذوق بيرتك المستقبلية المفضلة. |
O yabaniler arasında yıllardır çektiği ıstırap ve mahrumiyeti bir düşün. | Open Subtitles | فكر في أعوام العناء والحرمان و المشقة بين هولاء الهمجيون المتوحشين |
Yapma. düşün bir. Onu öldürsem cesedinin yanında uyur muydum? | Open Subtitles | هيا فكر في الأمر لو قتلتها لما قد أنام بقربها |
Kaynaklar dahilinde geliştirilen önceki sektörleri ne kadar iyi hale getirdiğimizi düşünün. | TED | فكر في مدى نجاحنا في الصناعات السابقة التي طورناها من خلال المصادر |
Şöyle düşünün: Tuvaletinizi bir mimarın monte etmesini ister miydiniz? | TED | فكر في هذا: هل تريد مهندسك المعماري أن يثبت مرحاضك؟ |
Ama bir düşünsene. Bizim peşimizdeydiler. Önemli bir yönümüz var mı? | Open Subtitles | لا أعرف، لكن فكر في الأمر ما أهميتنا لكي يلاحقوننا ؟ |
Avrupa değil, belki Latin Amerika'da. Bunu düşün. Dinlen ve geri dön. | Open Subtitles | لذا فكر في الامر و استجم جيدا ثم ستعود الينا مرة اخرى |
Bir de şöyle düşün. Tanrı ikinci bir şans vermez miydi? | Open Subtitles | فكر في الأمر بهذه الطريقة إذن ألا يمنح الرب فرصة ثانية؟ |
Komisyon üst sınırını soyunma odasındaki yaşlı çıplak adam gibi düşün. | Open Subtitles | فكر في الحد الاقصى لعلاوتك كرجل عاري في غرفة تبديل الملابس |
Son birkaç yıldır katlanmak zorunda kaldığın şeyleri bir düşün. | Open Subtitles | فكر في كل الصعوبات التي ممرت بها في السنوات الماضية. |
O işbirlikçi. Onu kafana takma. Sen hapisteyken sevgiline neler yapacağını düşün. | Open Subtitles | إنهُ مُتعاون, لا تقلق حيالهُ فكر في نفسكَ بينما ستكون في السجن |
Büyük hata yapıyorsun. Bu zamana kadar çalıştığın şeyleri düşün. | Open Subtitles | انك ترتكب خطأ فادحاً فكر في كل ما عملت لأجله |
Hayatına her zaman katmak istediğin bir şeyi düşün ve onu bir sonraki 30 günde dene. | TED | فكر في شيء لطالما حلمت باضافته لحياتك وجربه لمدة 30 يوما. |
Bunu şöyle düşün; çok çeşitli çocuklar ve farklı ihtiyaçlar karşılanmayı bekliyor, yani tek bir tip yok. | TED | فكر في الأمر كونه: مع وجود العديد من الأطفال، يوجد احتياجات مختلفة يجب أن تُلبى، لذلك لا يوجد نموذج واحد. |
İkincisi: Çoklu zaman ölçeğinde düşün. | TED | الدرس الثاني : فكر في نطاقات زمنية متعددة. |
Kaliforniya'da, batı yakasında veya dünyanın başka yerlerinde yaşayan arkadaşların, ailen veya iş arkadaşların olduğunu düşün. | TED | فكر في أصدقائك وأهلك وزملاء عملك في كاليفورنيا، على الساحل الغربي أو في مناطق أخرى من العالم. |
Duyacağı küfürlü konuşmaları ve ahlakını düşün. | Open Subtitles | فكر في اللغة والسلوكيات السيئة التي قد تتعلمها |
Öyleyse bir düşünün, bu yabancılar dünyadaki yabancılara yardım edecek. | TED | لذا فكر في ذلك، أن غرباء يساعدون غرباء حول العالم. |
Ayrıca, böyle kaynaklara sahip birini bizim yanımıza çekmenin faydalarını düşünün. | Open Subtitles | بالإضافة , فكر في الفوائد في إجتذاب الرجل وموارده إلى جانبنا |
O yüzden bunu, ortama alışana kadar kalabalıkta tanıdık bir yüz olarak düşünün. | Open Subtitles | لذا فكر في الأمر على أنه وجه صديق وسط الحشود حتى تعرفا وجهتيكما |
Ve bu kasabada öldürülecek çok adam var. Bir düşünsene. | Open Subtitles | في بلدة كهذه، الموت أفضل لأهلها، فكر في الأمر |
Hepimiz anlıyoruz. Kendini de düşünmelisin. | Open Subtitles | ولكن فكر في نفسك الآن انه الحل الوحيد الممكن |
Ama ikinci çocuk yoldayken, Joe taşınmanın zamanının geldiğini düşündü. | Open Subtitles | لكن مع الثاني في الطريق .. جو فكر في الإنتقال |