Silahsız bir oyuncakçıyı paketlemek için bir avuç dahiye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | فلا أحتاج مُساعدة مجموعة من العباقرة على إعتقال فنان غير مُسلّح. |
Biliyor musun, eğer böyle yapmaya devam edeceksen arkadaşlığına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أتعلم ماذا, اذا كنت ستكون هكذا، فلا أحتاج إلى مصادقتك. |
Bu yüzden o lanet pelerinin sende kalsın. Ona ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لذا احتفظ بعبائتك اللعينة فلا أحتاج إليها |
Bir de Tanrı olmak isteyen bir kocaya ihtiyacım yok." | TED | فلا أحتاج لزوج يريد أن يكون إلها أيضا". |
Benim bu ota ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أما أنا فلا أحتاج لهذه القذاره |
Kavgamda sana ihtiyacım yok! | Open Subtitles | فلا أحتاج إليك كي تخوض معاركي لأجلي |
Hesabı yaktım. Yani artık ona ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لقد أحرقت الحساب فلا أحتاج إليه الأن |
Soğuğu hissetmiyorum bu yüzden de monta ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لا أشعر بالبرد، فلا أحتاج إلى معطف |
Evet , bunun için kongreye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أجل، فلا أحتاج إلى الكونغرس لفعل هذا |
Senin onayına ya da iznine ihtiyacım yok, tamam mı? | Open Subtitles | فلا أحتاج إلى موافقتك أو إذنك أتفهم؟ |
Bence, Sör John, artık kraliçe olduğuma göre sizin yardımınıza ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أظن, يا سير (جون), بما أنني ملكة الآن, فلا أحتاج مساعدتك. |