Aleyhine delil bulunmadığı için, suçlunun niyetini kabul etmekten başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | بدون وجود دليل عكسَ هذا, فليس لدينا خيار سوى إفتراض نيتها الإجرامية. |
O zaman iyi adam, kötü adam- ne farkedecek ki? Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | إذن شخص طيب أو شخص سئ فليس لدينا خيار آخر |
...SG-1'ın başarısız olduğunu düşünmekten başka bir seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | فليس لدينا خيار سوى إفتراض هزيمة إس جى 1 |
Başka seçeneğimiz yok. Yeteri kadar yakınlaşamadan mekiği fırlatmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | فليس لدينا خيار يجب علينا ان نطلق المكوك قبل ان نقترب اكثر. |
İkimizin de kendine göre yaşamları olduğu için yakalanmadan yaşamaktan başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | بما أن كل منا له حياة مستقلة بدلا من أن نعيش خائفين من أن يتم فضحنا، فليس لدينا خيار آخر |
Bak, birini bile kurtarmak istiyorsak, başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | إسمعي، إذا كنّا سننقذ أياً منهم، فليس لدينا خيار. |
Bu çocuk gerçekten Grausen'sa, Konsey'e haber vermekten başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | لو كان هذا "جراوزن" بالفعل، فليس لدينا خيار سوى إخطار المجلس. |
Bu çocuk gerçekten Grausen'sa, Konsey'e haber vermekten başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | لو كان هذا "جراوزن" بالفعل، فليس لدينا خيار سوى إخطار المجلس. |
Bunu biz istemedik. Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | هذا ليس ما نريده فليس لدينا خيار هنا |
Malcolm'u istiyorsak, başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | اذا اردنا مالكوم,فليس لدينا خيار |
...başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | فليس لدينا خيار أخر |
Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | فليس لدينا خيار. |