ويكيبيديا

    "فوق البنفسجية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • UV
        
    • ultraviyole
        
    • ultraviole
        
    • morötesi
        
    • Mor
        
    • ultraviyoleye
        
    • kızılötesi
        
    Yüzlerce tonu yüzlerce sene taşıyabiliyor. Soğuk havada, sıcak iklimlerde, UV ışınlarının altında. TED تحمل مئات الأطنان لمئات السنين مُتحمّلةً الطقس البارد والمناخات الدافئة والأشعة فوق البنفسجية.
    Çok koyu pembe ve kırmızı alanlar dünyanın yıl boyunca en yüksek miktarda UV ışına maruz kalan yerleri. TED الآن المناطق الوردية الساخنة والحمراء هما الأجزاء من العالم التي تستقبل أعلى كمية من الأشعة فوق البنفسجية خلال السنة.
    Elimde hala çalışan UV lambaları olduğuna dua et sen. Open Subtitles فقط كن ممتناً , مازال لدينا أضواء فوق البنفسجية وصالحة
    Bu da bir soruna yol açtı. Çünkü ultraviyole ışık cilde zarar verebilse de aynı zamanda önemli bir faydası da vardır. TED وقد شكّل هذا مشكلة لأنه على الرغم من أن الأشعة فوق البنفسجية قد تدمر البشرة، إلا أنها تمتلك منافع مهمة ومماثلة كذلك.
    ultraviole tamam, kağıt tamam. Su işaretleri, mürekkep, hepsi tamam. Open Subtitles ،تم التحقق من الأشعة فوق البنفسجية والأوراق والعلامات في نسيج الأوراق والحبر، تم التحقق من جميعها
    Yaşamı ölümcül morötesi ışınlardan koruyan doğal güneş kremi yok olmaya başladı. Open Subtitles واقي الشمس الطبيعي الذي يحمي الحياة من الأشعة فوق البنفسجية المُميتة تآكل.
    Pratikte, parmak izine UV lazer ışığı tutuyoruz ve parmak izinden moleküllerin ayrılmasını sağlıyoruz, böylece kütlesel spektrometre onları yakalayabiliyor. TED وفي الحقيقة، نُطلق أشعة الليزر فوق البنفسجية على البصمة، ونحن نتسبّب في امتزاز الجزيئات من البصمة، استعدادًا ليلتقطها مطياف الكتلة.
    Güneşten gelen UV ışınları zararlı patojenlerin DNA'sını yok eder ve suyu temizler. TED الأشعة فوق البنفسجية من الشمس تدمر الحمض النووي للملوثات و مسببات الأمراض و تنظف المياه.
    Ama titanyum dioksid gibi fotokatalistler aslında yaygın olarak UV ışınlarını engellemek için güneş kremlerinde kullanılırlar. TED و لكن تلك الحفازات الضوئية مثل ثاني أوكسيد التيتانيوم يتم استخدامها في صنع واقي الشمس لحجب الأشعة فوق البنفسجية.
    Bu şişeleri kaplarken asıl amaçları, bazı UV ışınlarını engellemek ve işlemin etkinliğini azaltmaktır. TED و لذلك عندما نستخدمهم لتغطية الزجاجات من الداخل فإنهم يحجبون بعض الأشعة فوق البنفسجية و يقللون من كفاءة تلك العملية.
    Mars çok soğuk bir gezegen, yüksek düzeyde UV ışınımı altında ve aşırı kuru. TED المريخ كوكب بارد جداً. تغمره مستويات عالية من الأشعة فوق البنفسجية وجاف للغاية.
    İşte bir fikir: İnsanlar olarak zayıf yönlerimizden biri ultraviyole veya UV ışığı göremememizdir. TED حسنًا إليكم هذه الفكرة: واحدة من نقاط ضعفنا كبشر هي عدم قدرتنا على رؤية الأشعة فوق البنفسجية.
    Yani bu dövmeler, cildiniz UV ışınlarına maruz kaldığında bunları gerçek zamanlı, çıplak gözle gösteren bir işlev görür. TED إذًا هذه الوشوم تعمل كمؤشر للعين المجردة في حال تعرُض بشرتك للأشعة فوق البنفسجية.
    Hatırlayın, güneş çilleri dövme mürekkebinin mikrokapsüllerinin içindeki UV'ye duyarlı bir boyayı nasıl kullanmıştı. TED حسنًا هل تتذكر كيف يستخدم النمش الشمسي صبغ حساس للأشعة فوق البنفسجية بداخل الكبسولات الدقيقة لحبر الوشم؟
    İlk önce dünya yüzeyine düşen ultraviyole radyasyon ilişkisine bakalım. TED لننظر بدايةً في العلاقة للأشعة فوق البنفسجية على سطح الأرض.
    Ve bu bir güneş kreminin temeli olabilir, çünkü güneş kremleri ultraviyole ışığını emerek çalışır. TED انها تبدو كما تبدو الصور من النظارات الواقية من الشمس .. لان تلك النظارات تمتص الاشعة فوق البنفسجية
    Sağdaki ise ultraviyole görüntü. TED بينما على اليمين صورة الأشعة فوق البنفسجية.
    Bu ışık kaynağı hem gözle görülür hem de ultraviole ışınları gösterebiliyor. Angela'dan zeka fışkırıyor. Open Subtitles هذا طيف الوان كامل يُحاكي الطيف المرئي وطيف الأشعة فوق البنفسجية
    Diğer orkideler çelişen renkler ve insanlara görünmezken böceklerin dayanamadığı morötesi noktalar geliştirdi. TED أنواع الأوركيد الأخرى طورت ألوان وبقع فوق البنفسجية متناقضة– غير مرئية للانسان ولكن الحشرات لا تقاومها.
    Talyuma bağlanıp Mor ötesi ışık altında parlaması gerek. Open Subtitles ويجب أن تربط مع الثاليوم وتوهج تحت ضوء الأشعة فوق البنفسجية.
    Sid'in, kurbanın parmak eklemlerinde bulduğu, ultraviyoleye duyarlı bu metal parçası bir dudak piercing'inden kopmuş. Open Subtitles الأشعة فوق البنفسجية المعادن رد الفعل، أن سيد وجدت في مفصل لدينا الضحية كان قطعة كسر من حلقة شفة
    80'li yıllarda bile NASA'nın Dynamix Explorer aracı ile Dünya'nın kızılötesi fotoğraflarını çektik. TED حسناً، حتى في الثمانينات، التقطنا صوراً للأرض بالأشعة فوق البنفسجية عن طريق سفينة فضاء المستكشف الحيوي التابعة لناسا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد