Belki de insanlık tarihindeki en tutkulu bilimsel çalışma. | Open Subtitles | ربما الطموح العلمى الأكثر حماسا فى تاريخ البشرية |
Bu adamın senin kızdırmasını istemiyorum ama bu insanlık tarihindeki en iyi özür mektubu. | Open Subtitles | و لكن هذا أفضل خطاب أعتذار فى تاريخ البشرية |
Askerlik tarihindeki en iyi stratejik kurtarma operasyonlarından biridir. | Open Subtitles | فى واحده من اعظم استراتيجيات الانقاذ فى تاريخ العسكريه |
Bildiğin gibi, İngiliz İstihbarat tarihin en büyük değişimlerinden birini yaşıyoruz. | Open Subtitles | وكما تعلم، نحن في وَسَط أكبر أزمة فى تاريخ الإستخبارات البريطانية. |
Texas Wastern zaferi, Kentucky'de tarihin en büyük spor olaylarından biri ve kolej basketbolundaki en iyi maç olarak tanındı. | Open Subtitles | فوز تكساس الغربيه على كنتاكى قيل عنه أنه واحد من أكبر الأنقلابت فى تاريخ الرياضه أهم مباراه فى تاريخ كرة سلة الجامعات |
1972'de, NCAA'nın tarihinde en büyük ikinci rekora 876 zafere imza attı. | Open Subtitles | ثانى أكثر عدد أنتصارات فى تاريخ الــ إن سى أيه أيه |
Okul tarihinde en çok sayı yapan adam: | Open Subtitles | أفضل "إسقاط" فى تاريخ المدرسة. Touchdowns= مصطلح للتعبير عن إحراز" الاهداف فى كرة القدم الأمريكية" |
Bilim tarihindeki en büyük buluşu gerçekleştirmenin çok yakınında olduğunu hissetse de, | Open Subtitles | مقتنعاً أنه كان على حافة أهم إكتشاف فى تاريخ العلم |
Ve eğer öyleyse, bu bilim tarihindeki en büyük engelin ortadan kalkması demektir. | Open Subtitles | ستكون واحدة من أكبر العظماء فى تاريخ العلم. |
Bu, stok piyasası tarihindeki en büyük tek günlük düşüştü. | Open Subtitles | كانت أكبر نسبة هبوط مئوية خلال يوم واحد فى تاريخ سوق الأسهم |
Şehir tarihindeki en genç formsuz kamu çalışanı bu arada. | Open Subtitles | أصغر موظفة مجلس عادية فى تاريخ المدينة بالمناسبة |
İnsanlık tarihindeki en sevdiğim an budur. | Open Subtitles | كهذه , انها أجمل لحظة بالنسبة لى فى تاريخ البشرية |
İnsanlık tarihindeki en sevdiğim an bu artık. | Open Subtitles | هذه أهم لحظة حدثت فى حياتى فى تاريخ البشرية |
Bu gezegenin tarihindeki en büyük gizli malzeme sızıntısıydı bu. | Open Subtitles | هذا كان التسريب الأكبر لمواد سريّة، فى تاريخ ذَلك الكوكب على وجه التحديد. |
O zamana kadar FBI tarihindeki en büyük baskındı. | Open Subtitles | أضخم عملية مُداهمة فى تاريخ المكتب فى ذلك الوقت. |
Büro tarihindeki en kaypak kaçak; | Open Subtitles | الهارب المطلوب الأكثر مراوغة فى تاريخ المكتب |
Kendisi tarihin en acaip hastalığının kurbanıydı. | Open Subtitles | كان ضحيه الظاهره الاعجب فى تاريخ الطب |