Bir evde katillerle birlikte ve tehlikede olduğunu bilmesi gerekir. | Open Subtitles | . إنه فى المنزل مع القتلة ويعلم أنه فى خطر |
- Hayır. Sanırım Grady'nin gerçekten tehlikede olduğunu düşünseydin, doğruyu söylerdin. | Open Subtitles | كنت اظن انك كنت ستعترف ان وجدت ان جريدى فى خطر |
Eve'in hayatı tehlikede! Hayır, bekle. tehlikede olan Eve değil. | Open Subtitles | جوليا ، ليست إيف هى التى فى خطر اجلسي للحظة |
Hayatınızın önemli ölçüde tehlike altında olduğuna inandığımı belirtmek isterim. | Open Subtitles | يجب أن أقنعك بأننى أعتقد أن حياتك فى خطر كبير |
Hank tehlikede ve hayatı tam anlamıyla bizim onu bulmamıza bağlı. | Open Subtitles | هانك فى خطر حقيقى وربما حياتة تكون معتمدة على عثورنا علية |
Diyelim ki sana inandık. tehlikede olan biz değiliz, sensin. | Open Subtitles | نحن لسنا فى خطر انت الشخص الذي يعتبر فى خطر |
Çalılıkların arasında ne oldu bilmiyorum ama ama hanımefendi burada da tehlikede görünüyordu. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا حدث داخل الأدغال لكن السيدة تبدو فى خطر هنا داخل المخيم |
Sanırım bir adamın hayatı tehlikede olması herkesin umurunda olur özellikle de bir altın madenindeyse. | Open Subtitles | أظن أن أي شخص يود أن يهتم بحياة رجل فى خطر خاصة لو كان فى منجم ذهب |
Bu mektup hemen Londra'ya, götürülmediği sürece Kraliçe büyük tehlikede. | Open Subtitles | الملكة فى خطر الا اذا ارسلت هذه الرسالة فورا الى لندن |
Gezgincilerimiz, baharatın büyük tehlikede olduğu konusunda uyardılar. | Open Subtitles | مستكشفونا حذرونا من هذا انتاج البهار فى خطر عظيم |
Bayan Mulder'ın hayatının tehlikede olduğu korunmasız kaldığı ve doğal olmayan bir şekilde ölebileceği bilgisi. | Open Subtitles | أن حياة السيدة مولدر فى خطر. وأنها, تُرِكت بدون حماية وأنها يمكن أن تصل لنهاية غير طبيعية. |
O zaman birçok masum insan tehlikede olacak. | Open Subtitles | وعندما تُشحن هذه الاغراض، عدد كبير من الأشخاص الأبرياء سيكونون فى خطر عظيم |
Buffy'nin de hayatının tehlikede olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لدى سببا يجعلنى أعتقد أن بافى فى خطر من هذا التهديد |
Şu anda size tek söyleyebileceğim... Bu kadının ciddi bir tehlikede olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | انه لدينا اسباب كثيره للاعتقاد ان حياه هذه المرأه فى خطر كبير |
Güzel, hayatının geri kalanında ağzını kapalı tuttuğun sürece tehlikede değilsin. | Open Subtitles | طالما أبقيت فمك مغلقاً بقيّة حياتك فلست فى خطر |
Hayır! Hayatları tehlikede. Onları harcayamayız. | Open Subtitles | حياة العديد فى خطر لا نستطيع أن ندعهم يموتون |
Bana anlattıklarınızdan sonra Ruth'un sizden daha çok tehlike altında olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | واعتقدت ان روث ربما تكون فى خطر اكثر منك |
Ve eğer bir hata yaptıysanız şerif olarak bu bölgedeki konumunuz büyük bir tehlike içinde demektir. | Open Subtitles | وإن كنت قد أرتكبت خطأ منصبك كشرطى فى هذة البلدة سيكون فى خطر حقيقى |
Planımızı sabote edersin ve adamlarımdan birinin hayatını da tehlikeye atarsın. | Open Subtitles | . أنت ستخرب خطتنا و ستضع أحد حياة رجالى فى خطر |
Eğer bana anlattıkları doğruysa, büyük bir tehlike içindesin. Tüh, kahretsin. - Tüh, kahretsin, hayır. | Open Subtitles | لو كان ما قاله صحيحاً فأنت فى خطر كبير أنه صديقى |
Çabuk olur musunuz, tehlikedeyim. | Open Subtitles | إذا يمكنك أن تستعجل فقط رجاءً أنا فى خطر |
tehlikedesin. Seni izlememize sevinsen yeridir. | Open Subtitles | انها الاوامر انت فى خطر ويجب ان تسعد اننا نتبعك |
kendi yaşamın tehlikedeyken, bir de en iyi arkadaşınla kavga mı ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تحارب وتجادل مع صديقك العزيز بينما حياتك فى خطر ؟ |
Krallık uzun süredir bu yaratığın tehdidi altında. | Open Subtitles | المملكة فى خطر من قبل هذا المخلوق منذ وقت طويل مــنــتــديــات فــونــيــكــات |
Söylediğim gibi, Bayan Lampert, gerçekten çok büyük bir tehlike içindesiniz. | Open Subtitles | كما قلت سيدة "لامبـرت" , أنتِ فى خطر كبير |