Gemimi onarmak için bana yardım et ve ben de seni babana götüreyim. | Open Subtitles | مساعدتي في إصلاح السفينه وأنا سآخذك الى والدك |
Bu ittifakı onarmak için yardımınızı isterim, | Open Subtitles | أطلب مساعدتكِ في إصلاح هذا التحالف |
Hâlâ annesinin rahmindeki bir ceninin akciğerlerini düzeltmek için yardım ettim. | Open Subtitles | لقد ساعدتُ في إصلاح رئة جنين لا يزال في رحِم أمّه |
Ben dün yediği haltı düzeltmek için yırtınırken... ..o müşteriye St. Regis'te reklam metnini anlatıyormuş. | Open Subtitles | كنت أرهق نفسي في إصلاح الهفـوة التي إرتكبها البارحة وهو كان في فندق سانت ريجيس يوصّل نسخة من الفكرة |
Kahve makinesi tamir etme tutkusu olan bir dahi olabilirim. | Open Subtitles | لربما أنا عبقري يملك هواية في إصلاح مكنات القهوة |
Hayatımda çözümlenemeyen şey beni canlı tutuyorsa, neden tamir etmek isteyeyim ki? | Open Subtitles | إذا كان عدم حل شيء ما في حياتي هو الذي يبقيني حيّاً لماذا أرغب في إصلاح ذلك ؟ |
Hep bir tamirci olmak istemişimdir. Bilirsin, tamir işinde hünerliyimdir. nesnelerin içine girmek... | Open Subtitles | أردتُ دوماً أن أصبح ميكانيكي، كما تعلمين، لدي موهبة في إصلاح الأشياء ودخول إلى داخلها. |
Çamaşır makinesini tamir etmeme yardım ediyordu ve sonra sevişmeye başladık ve... | Open Subtitles | كـان يسـاعدني في إصلاح آلة الغسيـل وبدأنـانتبـادلالقُبـل.. |
Vay be, arabayı tamir ettirmek çok akıllıcaydı. | Open Subtitles | واو, أحسنت عملاً في إصلاح السيارة. |
Walternatif beni oraya götürdü. Çünkü o taraftaki bir zararı onarmak için yardımıma ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | أخذني (والترنيت) إلى هناك لأنّه يريد مساعدتي في إصلاح ما لحق بالعالم الآخر من أضرار |
Bir şeyi onarmak için. | Open Subtitles | ليساعدني... في إصلاح شيء ما... |
İmajımı düzeltmek için pek yardımcı olmuyorsun, dostum. | Open Subtitles | هذا لا يُساعد حقاً في إصلاح صورتي هنا يا رفيقي |
Aranizi düzeltmek için elimden geleni yapacagim tamam mi? | Open Subtitles | سأبذل ما في وسعي لأساعد في إصلاح هذا، إتفقنا؟ |
Sistemi düzeltmek için hukuk okudum ben, boyun eğmek için değil. | Open Subtitles | لقد درست الحقوق كي أساعد في إصلاح النظام وليس لأن أخضع له |
Biliyorum kendini düzeltmek için çok uğraştın. | Open Subtitles | ... أخبرتك - أعلم كم تعاني في إصلاح عملك - |
Tatlım, farkındaysan saat daha sabahın 8'i. Ve bebek gelmeden evde bir takım şeyleri tamir etme isteğini anlıyorum ama... | Open Subtitles | عزيزي، تدرك أنها الثامنة صباحاً وأحب حماسك للرغبة في إصلاح الاشياء |
Eski parçaları tamir etmek için onları kullanabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أستخدمهم في إصلاح سيارتي القديمة |
Asyalılar tamir işinde beceriklidir. | Open Subtitles | الآسيويين جيدين في إصلاح الأشياء |
Sam kapıyı tamir etmeme yardım etti. | Open Subtitles | دينيس سام ساعدني في إصلاح الباب |
O hurdayı tamir ettirmek için ne diye para harcayacakmışız, hı? | Open Subtitles | لماذا تنّفق المال في إصلاح تلك الخردة ؟ |