Bu görüşmenin akışına göre, Mahallede son zamanlarda oluşan suç oranının artışının bu değerli tarihî geleneğimiz için bir tehlike olabileceğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | بناءً على فحوى تلك المحادثة أشعر بإحتماليّة تواجد عناصر إجراميّة في الحيّ التي من الممكن أن تعرّض تلك القطعة التاريخية الثمينة للخطر |
Eski Mahallede tek başına başını derde sokmaz mı? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنّه سيتعرّض للمشاكل بوجوده وحيداً في الحيّ القديم؟ |
Çünkü orduda sen mahalledeki zencisin. | Open Subtitles | بالنسبة لهم أنتِ مجرّد زنجي جديد في الحيّ, هذا كلّ شيء. |
Polisi aradım. mahalledeki bazı evlere zorla girilmişti. | Open Subtitles | إنها الشرطة ، كانت هناك حالات إقتحام في الحيّ |
Baskın olduğunda 14. Bölge'de görev yapıyor olma ihtimali ne sence? - Bu sabah bize oyun oynadı. | Open Subtitles | هل تعتقد بأنّه كان في الحيّ الرابع عشر عندما كان يحدث هذا الأمر؟ |
Elinde "mahalleye hoşgeldin" pastasıyla şu Stepford kadınlarından biri olabilir. | Open Subtitles | فقد تكون إحدى ربّاتالمنزل.. ومعها كعكة "مرحباً بكِ في الحيّ" |
Çin Mahallesinde bunu satan çok fazla dükkân yok. | Open Subtitles | حسنا، هناك ليس كلّ قطعة أماكن في الحيّ الصيني ذلك البيعه. |
Mahallede tek Asyalı çocuk olmak saklanacak iyi bir yere ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لأنني كنتُ الطفل الآسيوي الوحيد في الحيّ. لذا إحتجتُ مخبأ سري. |
Pekâlâ, iki kurban aynı Mahallede oturmuyormuş. | Open Subtitles | حسناً، لم تقطن أيٌّ مِن الضحيّتَين في الحيّ نفسه. |
O teoriyi de göz önünde bulundurabiliriz ama o Mahallede silahla gezen oğlanlar var. | Open Subtitles | بإمكاننا أن نعتبر هذه كنظرية لكن هنالك فتية معهم مسدسات في الحيّ لن يفكروا هكذا |
Sadece arabanın kapılarını kilitledim ve birkaç kere Mahallede dolaştırdım. | Open Subtitles | أنني أقفلتُ باب السيارة وقمتُ بالمرور في الحيّ |
Aynı Mahallede büyümüştük ama hiç tanışmamıştık. | Open Subtitles | لقد نشأنا في الحيّ نفسه ولكننا لم نلتقِ قبل ذلك |
Mahallede sorun olduğunda hep bizi ararlar. | Open Subtitles | يدعوننا عادة إذا هناك مشكلة في الحيّ. |
Eski, kahverengi karavanı olan bir adamın, köpeği dolaştırması için 50 dolar verdiğini ve mahalledeki hayvanlar kaçırıldığı için dikkatli olmasını tembih ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | أخبرَه لِكي يَكُونَ حذرَ، شخص ما في الحيّ كَانَ يَختطفُ حيوانات الناسِ الأليفةَ. الباب الخلفي مِنْ مفصلاتِه. |
Hayatımı, mahalledeki herkes beni izleyip yargılarken yaşayamam. | Open Subtitles | .. لا أستطيع أن أعيش حياتي .. وجميع من في الحيّ يراقبونني |
Bir de bazı ev kadınları vardır ki mahalledeki yeni komşu hakkında her şeyi öğrenmeden mutlu olamazlar. | Open Subtitles | .. وهناك ربّات البيوت اللواتي لا يجدن السعادة مالم يعرفن .. كلّ شئ يستطعن معرفته حول أجدد جارة لهنّ في الحيّ .. |
Tırmanma oyuncakları için fazlasıyla yer var ayrıca mahalledeki anaokulu da çok harika. | Open Subtitles | هناك المكان الكافي للأرجوحة. والمدرسة التمهيدية في الحيّ مذهلة. |
Bölge'deki vampir üstünlüğü giderek artmaya başladı. Onlarla savaşmak için daha fazla güce ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سطوة مصّاصو الدماء في الحيّ تزيد، ونحتاج قوّة إضافيّة لردعهم |
Fahişeler Bölge'de köstebek işlevi görürler. Her attığın adımda ayağın biraz daha kayacak. | Open Subtitles | ثمّة وفرة من المومسات في الحيّ ستتعثر بهنّ في كلّ خطوة تطأها |
Geçen hafta otomatik silah getirdi mahalleye. | Open Subtitles | كان في الحيّ الأسبوع الماضي يبيع بعض الأسلحة الآلية |
Çin Mahallesinde eroin satılıyor. | Open Subtitles | صفقة هيروين رئيسية يهبط في الحيّ الصيني. |
Yurt dışındaki bir savaş için bölgedeki bir savaşı kaçırdın. | Open Subtitles | أترى، إنّك عدت من حرب بالخارج لحرب هنا في الحيّ. |
civardaydım. Salamı ne kadar sevdiğini hatırladım. | Open Subtitles | لقد كنت في الحيّ وتذكرت مدى حبّك للبولونيا |